 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/190
K: 1992/290
T: 29.04.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "Genel Kurul Kararının İptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.11.1990 gün ve 470-1401 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.3.1991 gün ve 1401-4491 sayılı ilamı:
(.. Derneğin 36 üyesi mevcutken, Yönetim Kurulunun almış olduğu 4.12.1984 günlü 3 numaralı kararla 20, 5.12.1984 gün ve 4 numaralı kararla 22 ve 6.12.1984 gün 5 numaralı kararla 31 kişi, toplam 73 kişi yeniden üyeliğe kabul edilmişlerdir.
8.9.1985 tarihli genel kurulda bu üç kararın yanında, davacıların dernekten ihraç edilmeleri ile ilgili karar da tartışma konusu yapılmış ve sonuç olarak Yönetim Kurulunun aldığı bu kararlar oybirliği ile kabul edilmiştir.
8.9.1985 günlü genel kurulun toplantıya çağrılmasında, gündeminin hazırlanmasında ve toplantının yapılmasında, dernekler Kanununun 20 ve müteakip maddelerine ayrıca tüzüğün 7, 8. maddesine aykırı bir yön de yoktur.
Dernekler Kanununun 16. maddesi, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip ve 18 yaşını bitirmiş herkesin, derneğe üye olabileceğini hükme bağlamış, tüzüğün 4 ve 5 maddeleri de buna açıklık getirmiştir. Bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi üyelerden Hasan Özdemir ile Dursun Şeker'in sabıka kayıtlarında tarih yoktur. Mustafa Özdemir'e ait belgenin tarihi ise kabul kararından sonraya ait bulunmaktadır. Bunlar örnek olarak gösterilse bile üyeliğe alınanların 73 kişi olduğu gözönünde tutulursa, üç üyedeki tamamıyla şekle taalluk eden bu eksikliğin, genel kurul toplantısını ve toplantıda alınan kararların iptalini gerektirecek boyutta olmadığı açıktır.
Dernekler Kanununda ve tüzükte üyelik adedini sınırlayan, belli zamanlarda belli adette üye kaydedileceğini zorunlu kılan hükümler yoktur. Mücerret üç gün içerisinde 73 kişinin derneğe üye alınması, onların tamamının, uygulama yeri olmayan Medeni Kanunun 2. maddesine dayanılarak üyelik sıfatlarının iptallerini gerektirmez. O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin degerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 29.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.