 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/16-170
K: 1992/222
T: 1.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPULAMA TESBİTİNDEN SONRA SULH YAPILMASI
- KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ ( Sulh )
- SULH ( Kadastro tesbitinden sonra )
743/m.633
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bodrum Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.9.1989 gün ve 1988/12-1989/49 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16.Hukuk Dairesi'nin 28.2.1991 gün ve 1990/7626,1991/2775 sayılı ilamı: ( ...Davalıların miras bırakanları Hatice Keklik ile davacı Yılmaz Yılmaz arasındaki Tapulama Mahkemesi'nin 1979/2 Esas sayılı dosyasında sulh anlaşması yapılmış, nizalı 1092 nolu parsel Hatice Keklik'e bırakılmıştır. Bu sulhun tasdikine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu durumda sulh gereğince taşınmazın Hatice Keklik mirascıları adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, sulhun tesbitten sonra yapıldığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden, yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Hüküm gününde yürürlükte bulunan 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 25/son hüküm gününden önce yürürlükte bulunan 766 Sayılı Tapulama Kanunu'nun 47.maddesi "Kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden ve tutanak sonradan tamamlanmış ve düzenlenmiş ise o günden sonra doğan haklara dair....hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro Mahkemesi'nin görevi dışındadır." denilmektedir. Ve kadastro mahkemelerinin görevleri belirtilmektedir. Görev kamu düzeni ile ilgilidir. Değiştirilemez. Kadastronun amacı, kadastro tesbiti gününden önceki hukuksal durumun belirlenmesidir. Olayda, dava konusu taşınmaz tarafların ortak miras bırakanından kalmıştır. Davalıların annesi Hatice ile davacının babası Mehmet Yılmaz kardeştirler. Taşınmaz adı geçenlere babasından kalmıştır. Bu taşınmazın kadastro tesbiti 12.9.1978 gününde yapılmıştır. Taraflar arasındaki sulh 13.11.1982 gününde vaki olmuştur. Başka deyişle sulh tesbitten sonra vuku bulmuştur. Kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkların çözümlenmesi kadastro Mahkemesi'nin görevi dışındadır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 5.7.1969 gün 7/107 Esas ve 1969/658 sayılı Kararları yine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 9.10.1970 gün esas 1970/5560, 28.3.1969 gün ve 1969/1076 esas, 1969/2533 sayılı kararları aynı niteliktedir. Dairemizin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece tesbit günündeki hukuksal duruma göre uyuşmazlığın çözümlenmesi isabetlidir. Bu nedenle, yerel mahkeme kararının onanması gerekir. Buna aykırı düşen sayın çoğunluğun kararına karşıyız.
Kadir Tokman
7.Hukuk Dairesi Üyesi
Ali İhsan Özuğur
7.Hukuk Dairesi Üyesi