Hukuki.NET

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1992/16-111 K. 1992/181
T. 18.3.1992

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA VE KARAR :
Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 6.10.1989 gün ve 1987/2-1989/377 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 6.11.1990 gün ve 547-14857 sayılı ilamı;
( ... Mahkemece çekişmeli parsellerin davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kayıtları kapsamında kaldığı ve davalıların dayandığı tapu kaydının dava konusu parselleri kapsamadığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davacıların dayanağını oluşturan 5.7.1965 gün 5 numaralı tapu kaydının ilk kez Şubat 1300 tarih ve 4 numaralı kayıtla tesis olunduğu anlaşılmıştır. Tesise ilişkin tapu kaydında taşınmazın hudutları (
dere koyağı, kubağı ve Ali Fakı ve muhacir ) olarak yazılı bulunmaktadır. Tapu kaydının tedavül sırasında Nisan 1318 tarih ve 50 numaraya intikal gördüğünde yönlendirildiği Ali Fakı hududu hariç diğer hudutlarının tamamen değiştirildiği görülmektedir. Biri
nci Hukuk Dairesi'nin bozma kararında tapu kaydının hududundaki değişikliğin sahih esasa dayanıp dayanmadığının araştırılması gereğine değinilmiş, mahkemece yapılan araştırma sonucunda tapu kaydının hudutlarındaki değişikliğin dayanağı bulunmadığı saptanmış, mahkemece de değişikliğin dayanağı olmadığı kabul olunmuştur. Mahkeme açıkca tapu kaydındaki değişikliğin yasal dayanağı bulunmadığını saptanmış, mahkemece de değişikliğin dayanağı olmadığı kabul olunmuştur. Mahkeme açıkca tapu kaydındaki değişikliğin y
asal dayanağı bulunmadığını kabul ettiği halde değişiklik sonucu oluşan sınırlara değer verilerek tapu kaydının kapsamını belirlemeye çalışmıştır. Bu kabul tarzı bozma kararına açıkca aykırıdır. Mahkemede bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli mü
ktesap hak oluşur. Bozma kararına uyan mahkeme bozma kararı doğrultusunda işlem ve uygulama yapmak zorundadır. Tapu kaydındaki değişikliğin yasal ve haklı nedenleri davacılar tarafından kanıtlanmadığına göre davacılara ait tapu kaydı kapsamının tesis tarih
indeki hudutlarına uygun olarak belirlenmesi zorunludur. Tesis tarihindeki tapu kaydının üç hududu bulunmaktadır. Mahallinde yapılan bütün keşiflerde tapu kaydında dere koyağı olarak belirtilen sınırın 440 ve 441 numaralı parsellerin kuzeyinde bulunan kuze
ydoğu ve güneybatı istikametinde uzanan kuzu dere vadisi olduğu ve bu vadinin sabit sınır niteliğinde bulunduğu açıkca belirtilmiştir. Öte yandan, tesis kaydında Ali Fakı Tarlası olarak belirtilen taşınmazın da 440 ve 441 numaralı parsellerin güneyinde bul
unan 439 numaralı parsel olduğu mahallinde yapılan tüm keşiflerde yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından açık ve kesin bir şekilde açıklanmıştır. Buna karşılık tesis kaydında Muhacir Tarlası olarak belirtilen sınırın bazı yerel bilirkişiler tarafından 396
sayılı parsel olduğu, bazı yerel bilirkişiler tarafından da 444 numaralı parsel olduğu konusunda bilgiler ileri sürülmüştür. Tesis kaydındaki kuzey sınırı "dere koyağı" güney sınırı "Ali Fakı Tarlası" olarak belirtildiğine göre tapu kaydının dere koyağının
kuzeyinde bulunan dava konusu 394 ve 395 sayılı parselleri kapsaması mümkün olamaz. Zira, dere koyağı ve Ali Fakı Tarlası yön olarak birbirine parelel durumdadır. Sınırların durumuna göre Muhacir Tarlasının 396 sayılı parsel olduğunun kabulü gerekir. Bu d
urumda davacıların dayandığı tapu kaydının 440 ve 441 numaralı parseleri kapsadığı ve dava konusu parsellerin kayıt kapsamında kalmadığının kabulü gerekir. Esasen kadastro sırasında davacılar tapusunun 440 ve 441 sayılı parsellere revizyon görmesi ve tapu
kaydının revizyon gördüğü parsellerin miktarları ile tapu kaydı miktarı da bu görüşü açık ve kesin bir şekilde doğrulamaktadır. Bu nedenlerle, davacı taraf tapusunun çekişmeli parselleri kapsadığı kabul edilemez. Bu kabul tarzı eylemli duruma uygun düşmeme
ktedir. davalı Yusuf İzzettin Yürekli Mirasçılarının dayandığı tapu kaydının Kanuni evvel 1304 tarih ve 18 numaralı tapu kaydından tedavül gördüğü ve tapu kaydının muntazam bir şekilde tedavül ettiği ve kaydın geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Mersin 1
. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.2.1952 gün 949/2446 esas, 1952/66 sayılı kararıyla davalıların dayandığı tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsadığı belirlenerek hüküm kurulmuş ve bu hüküm Yargıtay'dan geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Sözü edilen davada d
avacıların babası Mustafa Çelik Teşrini evvel 1322 tarih ve 7 numaralı tapu kaydına dayanmış bu kaydın çekişmeli parsellere ait olmadığı mahkeme kararıyla sabit olmuştur. Mustafa Çelik'in çocukları olan davacılar bu kez anneleri Elif Çelik'ten bağış sureti
yle kendilerine intikal eden 5.7.1965 gün ve 5 numaralı tapu kaydına dayanmışlardır. Davacılar babalarından gelen miras hakkına ve babalarından satın almaya dayanmadıklarına göre dava konusu olayda külli ve cüzi halefiyetten söz edilemez. Taraf birliği olm
adığından davacılar bakımından kesin hükmün varlığının kabulü de mümkün değildir. Ancak, kesinleşen mahkeme kararıyla davalılara ait tapu kaydının bu yeri kapsadığı sabit olduğuna göre, kesinleşen kararı güçlü delil olarak kabul zorunluluğu vardır. Öte yan
dan, yargılama safahatında yapılan değişik keşiflerde bilirkişiler davalılar tapusun üç hududu itibariyle dava konusu yeri kapsadığını bildirmişlerdir. Davalıların dayandığı tapu kaydında ( keh ) olarak gösterilen sınırın taşınmazların kısmen güney ve batısında, Bayrak sınırının doğuda 396 sayılı parsel olduğu, çekişmeli parselin Kuzey - batısında bulunan ve 393 sayılı parsele revizyon gören T. evvel 1322 tarih, 7 numaralı tapu kaydı ile gittisi olan Ocak 1963 tarih, 51 numaralı tapu kaydının doğu sınırında
Abdullah Mezrukü okuduğu davalıların dayandığı tapu kaydının geldisi olan Mart 1308 tarih ve 8 numaralı tapu kaydının ( Abdullah Mezruk Efendi adına ) kayıtlı bulunduğu tesbit olunmuştur. Komşu parsele uygulanan tapu kaydı kesinleşen mahkeme kararını ve b
u doğrultuda bildirimde bulunan bilirkişi ve tanık beyanlarını açıkca doğrulamaktadır. Üç hududu uyan tapu kaydının o yere ait olduğunu kabul zorunludur. Açıklanan bu olgular karşısında tapu kayıtlarının çatıştığından söz edilemez. Geçerli olan tapu kayıtl
arı karşısında vergi kayıtlarına da değer verilemez. Davalılara ait tapu kaydı güney sınırı olarak ( Hacı Yani ) okumaktadır. Bu kişinin kaçak ve yitik kişi olduğu dosya kapsamıyla sabittir. Kaçak ve yitik kişiye ait taşınmazın Hazine tarafından temlik olu
nduğu da iddia ve ispat olunmamıştır. Kaçak ve yitik kişilerden kalan taşınmazlar Kanunlar uyarınca Hazine'ye intikal etmiş olup, bu tür taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisabı da mümkün değildir. Kaçak ve yitik kişi taşınmazları değişebilir sınır niteliğindedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/c maddesi gereğince değişebilir sınırlı kayıtların kapsamının miktarına değer verilecek belirlenmesi gerekir. Davalılra ait tapu kaydı 25 atik dönüm miktarındadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi ge
reğince kadastro mahkemesi genel mahkemelerden aktarılan davalarda gerçek hak sahibi adına tescile karar vermekle yükümlüdür. Hal böyle olunca, davacıların davalarının reddine, çekişmeli parsellerin 22975 metrekare miktarındaki bölümünün ifrazen payları or
anında davalılar, geri kalan bölümünün Hazine adına tesciline ve bu bölüm üzerinde bulunan muhdesatın davalılara ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyl
e bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.'nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
Davacılardan Yakup Çelik ve Saniye Soy vekili temyize cevap dilekçesinde, Özel Dairenin kararlarına iştirak eden Başkan ve beş üyesini reddettiklerini bildirmiştir. Öncelikle Reddedilenlerin iştirakı olmaksızın istekle ilgili olarak incelemeye geçilmiştir. İleri sürülen red sebepleri HUMK.'nun 29. maddesin
de sayılan sebeplerden hiç birisene uymadığı gibi, reddi istenilen daire başkanı ve üyelerin tarafsızlıklarını yitirdiklerini gösteren bir neden de bulunamamaktadır. Yargıtay hakimleri'nin katıldıkları kurullarda hukuki görüşlerini açıklamaları ve görüşler
i doğrultusunda oy vermeleri yasada öngörülen red sebeplerinden değildir.
Bu itibarla davacının reddi hakim isteğinin Yargıtay Kanunu'nun 39. maddesi gereğince kesin olarak reddine, HUMK.'nun 36. maddesi uyarınca red isteğinde bulunan davacılar Yakup Çelik ve Saniye Soy'dan ayrı ayrı 90 ar bin lira para cezası alınmasına hükmedilen para cezasının aynı maddenin son fıkrası hükmüne göre yerel mahkemece tahsilinin sağlanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi aykırıdır. Bu ne
denle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ :
Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA, ) oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • E-satış u yap a girdim. satışa çıkacak ve satışda olan ilanlara tıklayatrak sayfasına girdim buradaki izlemeye al butonu gördüm ve bastım fakat i 
  • 26.04.2024 21:39
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini