 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/155
K: 1992/244
T: 15.04.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "Suya vaki el atmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.11.1990 gün ve 88/751 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 6.5.1991 gün ve 6636/4630 sayılı ilamı:
(... Bozma ilamına uyulduğu halde yapılan tahkikat sonunda ilamda yer alan ilkeler dikkate alınmadan hüküm kurulmuştur.
Bozmadan sonra yapılan keşiflerde dinlenen şahit beyanları ile de doğrulanmış olduğu halde davalılardan Perihan ve Şerife'nin dava konusu su üzerindeki kadim hakları suyun kaynağından olmayıp Sarıközlü Köyüne ayrılan camiinin üstündeki depodandır. Bu davalılar suyu Sarıközlü Köyüne ayrılan depodan almakta iken deponun tamirine katkıda bulunmadıkları gerekçesi ile suları davada Sarıköylü köylüler tarafından kesildiğine göre davalılar, kadim haklarına ancak bu köylülere karşı ileri sürebilir.
Davalılar Perihan ve Şerife'nin Suyun kaynağına boru döşemek suretiyle müdahaleleri yeni olup bu davanın açılması nedenidir.
Bilirkişi raporlarına göre davalı Perihan ve Şerife'nin suyun kaynağına olan müdahaleleri bir çok kişinin kullanmakta oldukları suyu % 1,2 oranında etkilediği de (azalttığı) anlaşıldığına göre davalıların haksız müdaheleleri sabit olduğundan davanın kabulü ile davalıların müdahalelerinin men'ine karar verilmesi gerekirken hükmüne uyulan bozma ilamına ve dosya kapsamına aykırı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.