 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 1992/13-643
K. 1992/749
T. 23.12.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
KAT MULKİYETİ
YÖNETİCİ
HUSUMET
ÖZET Kalorifer yakıtı alımını, yönetici aynı sıfatla yaptığına göre, bu konuda çıkacak uyuşmazlıklarda, mali sorumluluk kat maliklerine ait olmak üzere, yöneticiye husumetin yöneltilebileceğinin kabulü gerekir.
(2004 s. İİK. m. 67)
(634 s. KMK. m. 34, 35)
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 11.5.1990 gün ve 645-140 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 20.1.1992 gün ve 130-137 sayılı ilamı ile; (... Sitenin, kalorifer yakıt ihtiyacını karşılayan davacı şirketle, site kat malikleri yararına ve fakat kendi adına alım satım sözleşmesi yapan ve taahhüt altına giren yönetim kurulunun, genel gider ve yönetimle ilgili alacak davalarında kat maliklerini Yasadan doğan temsil etme yetkisinin bulunduğunu toplumun gelişen ihtiyaçları karşısında kabul etmek gerekir (HGK.nun 22.11.1989 tarih, 1989/13-436 esas, 1989/611 karar sayılı kararı).
Somut olayda da davacı, aralarındaki anlaşmaya uygun olarak site yönetim kuruluna verdiği kalorifer yakıt giderinin ödetilmesini istediğine göre, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine ge ri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı satıcı şirket, İ...Kooperatif Evleri kat malikleri yönetim kurulunu hasım göstererek, bu siteye sattığını iddia ettiği kalorifer yakıtı bedelinden dolayı yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davaya, İ...kooperatif Evleri kat malikleri kurulu adına yöneticinin tayin ettiği avukat tarafından cevap verilmiştir. Dava dilekçesinde de, yönetim kurulundan amacın, yönetici olduğu açıklanmıştır. Böylece davanın, kat malikleri adına Yöneticiye yöneltildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili, davanın kat maliklerine karşı açılması gerektiğini, yöneticiye husumetin yönetilemeyeceğini bildirerek husumet itirazında bulunmuştur.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 34. maddesi gereğince kat malikleri, ana gayrimenkulun yönetimi için bir yönetici veya üç kişilik yönetim kurulu seçmek zorundadırlar. Kat maliklri bu konuda anlaşamazlarsa yönetici Sulh Mahkemesince seçilir. aynı Kanun'un 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler, ana gayrimenkulün yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir.Yakıt giderlerinin ortak giderlerden olduğu kuşkusuzdur. Yönetici, Yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak kalorifer yakıtı için satıcı firmalarla sözleşmeler yapab ilir. Bu sözleşmeyi yaparken, kat maliklerinden ayrı ayrı yetki almasına gerek bulunmadığı gibi, satıcı firmaya kat maliklerinin isimlerini bildirmesine de gerek yoktur. Satıcı firma da, kat maliklerinin kimler olduğunu araştırmak zorunda değildir. Bu sözl eşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi, yöneticiye karşı da dava açılabilir. Yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yasal bir temsilcidir, yetkisini Yasadan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmelerden dolayı kendisine husumet yöneltilebilir. Kat malikleri ile yönetici arasındaki ilişki ise Kat Mülkiyeti Kanununda ayrıca düzenlenmiştir. Temsil yetkisi Kanundan doğduğu için, verilecek kararın mali sonuçları kat maliklerine ait olacaktır. Nitekim 1475 sayılı iş Kanunu'na 2184 sayılı Kanun ile eklenen ek madde ile, kapıcılık sözleşmesinden doğan yargı uyuşmazlıklarında yöneticinin işveren temsilcisi olduğu ve verilecek kararın mali sorumluluğunun işveren sayılan kat maliklerine ait olduğu kabul edilmiştir. Kapıcıl ık giderleri gibi kalonfer giderleri de ortak giderlerdendir. Kapıcılık sözleşmesini de yönetici, kat maliklerini temsilen ve Kanundan doğan temsil yetkisine dayanarak yapmaktadır. Kalorifer yakıtı alımını da yönetici aynı sıfatla yaptığına göre, yukarıdak i Kanun hükmünün burada da uygulanması, yani bu konuda çıkacak uyuşmazlıklarda da, mali sorumluluk kat maliklerine ait olmak üzere, yöneticiye husumetin yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. Bu şekildeki bir yorum, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlardan doğan kat mülkiyeti sisteminin amacına da uygundur. Kat maliklerinin veya kat malikleri kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin Özel Kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Yasa koyucu burada, ayrıca bir tüzel kişiliğin varlığını ar amamıştır. Buna rağmen bir yönetici atanmasını ve yöneticinin ortak işlerin yürütülmesinde kat maliklerini temsil etmesini gerekli görmüştür. Böylece, ayrı ayrı kat malikleri olmakla birlikte, aynı taşınmazda bir arada yaşayan kişilerin ortak ihtiyaçlarının kolayca karşılanması istenmiştir. Aksi halde kat mülkiyetinin yürütülmesi mümkün değildir. Bu düşüncenin doğal sonucu olarak, yöneticinin, temsil yetkisi-ne giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pas if dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur. O itibarla husumetin yöneticiye yöneltilmes inde kat maliklerinin de yararı bulunduğu göz ardı edilemiyecek bir gerçektir. Kaldı ki yönetici, temsil yetkisini kullanırken gerekli özeni göstermezse, kat maliklerine karşı bir vekil gibi sorumlu olacağı da izahtan varestedir.
Hal böyle olunca, yönetic i aleyhine açılan davanın esasının incelenmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire kararına uyulması gerekirken. önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve Yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
S o n u ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.12.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
|