 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/116
K: 1992/203
T: 25.03.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "ejatmanın önlenmesi ve yıkım" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.9.1989 gün ve 11-683 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 1.11.1990 gün ve 1186-8925 sayılı ilamı:
(...Davacı kurum, davalı taşınmazında enerji nakil hattına tehlike teşkil edecek şekilde inşaat yaptığından bahisle müdahalenin meni ve kal istemiş mahkemece isteği kabul edilmiştir. Ancak dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı kurum lehine M.K.nun 704. maddesi uyarınca bir irtifak hakkı tesis edilmediği gibi 705. maddesine göre bu yolda yapılmış resmi bir akit de olmadığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı TEK Genel Müdürlüğü; davalının binasını idareye ait enerji nakil hattının altına ve Elektrik Kuvvetli Akım Yönetmeliğine göre, enerji ileten hava hattına en yakın düşey uzaklığın 5 metre olması öngörüldüğü halde, bu mesafeye 1.90 metre tecavüzle yükselttiğini ileri sürerek, binanın bu kısmının yıkım suretiyle elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı binasının bulunduğu taşınmaz üzerinde, davacı kurum lehine MK'nun 704. maddesine uygun biçimde bir irtifak hakkı tesis edilmediği gibi, düzenlenmiş resmi bir irtifak akdi de mevcut değildir. Bu konu taraflar arasında da tartışmasızdır.
Davacı kurumun, adına irtifak hakkı tesis ettirmedikçe, davalı aleyhine açacağı, yıkım isteğini de kapsayan, elatmanın önlenmesi davasının dinlenmesine olanak yoktur.
Bu durumda, mahkemece, uyuşmazlığın niteliği gözetilerek davacı kuruma, lehine irtifak hakkı tesisini sağlamak üzere önel verilmesi ve sonucuna göre davada bir çözüme ulaşılması gerekir.
Ancak, davacı kurum, enerji nakil hattının 1960'lı yılların başında geçirildiği savında bulunmuştur.
Davacı idarenin, lehine irtifak hakkının kurulmasını sağlamak üzere açacağı davada, kamulaştırma hiç yapılmamış iken kamu hizmetine ayrılarak veya kamu yararına yönelik bir amaca tahsis edilerek, üzerine tesis yapılan taşınmaz malın malik zilyed veya mirasçılarının bu taşınmaz malla ilgili her türlü dava hakkının 20 yıl geçmekle düşeceğini hükme bağlayan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun i38. maddesi hükmünün gözönünde tutulacağı kuşkusuzdur.
Yerel Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin davanın kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA 25.3.1992 gününde oyçokluğuyla karar verildi.