 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/107
K: 1992/232
T: 01.04.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "yeniden inşaat nedeniyle tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.8.1991 gün ve 1991/431-662 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25.10.1991 gün ve 1991/12175-12823 sayılı ilamı:
(.. 6570 sayılı Yasanın 7/b,c,ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan Yasa maddeleriyle İc.İf.K.272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Olayımızda, taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.7.1984 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Tahliye iradesini bildiren ihtar 29.4.1991 tarihinde keşide edilmiş dava ise süre bitmeden 29.5.1991 tarihinde açılmıştır.
6570 sayılı Yasada süre kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her safhasında ileri sürülebilir. İlk itirazlardan da değildir. Bu bakımdan davanın süre yönünden reddi gerekirken Yasaya uygun olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 1.4.1992 tarihinde oybirliği ile karar verildi.