 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/9-45
K: 1991/149
T: 27.3.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MUVAKKAT İŞÇİLERİN GİYECEK YARDIMI TALEBİ (Toplu İş Sözleşmesindeki İş Elbisesi Verileceğine İlişkin Hükme Dayanarak)
- GİYECEK YARDIMI TALEBİ ( Muvakkat İşçilerin Toplu İş Sözleşmesindeki İş Elbisesi Verileceğine İlişkin Hükme Dayanarak )
- İŞ ELBİSESİ VE SOSYAL YARDIM NİTELİĞİNDEKİ GİYECEK YARDIMI ( Aynı Olduğu İddiasıyla Muvakkat İşçinin Giyecek Yardımı Talebi )
- SOSYAL YARDIM NİTELİĞİNDEKİ GİYECEK YARDIMI ( İş Elbisesi Verileceğine İlişkin Hükümle Aynı Olduğu İddiası )
1475/m.26
2821/m.36
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 12.2.1990 gün ve 1197-33 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 7.6.1990 gün ve 40796977 sayılı ilamıyla ".. Davalılar 1.3.1988-28.2.1990 tarihleri arasını kapsayan Toplu İş sözleşmesinin 37. maddesi ve bu madde hükmüne göre yapılan protokole dayanarak elbise istemişlerdir"
Gerçekten Toplu İş sözleşmesinin 37. maddesinde erkek ve kadın işçilere yazlık ve kışlık giyim eşyası verileceği 1.11.1989 tarihli protokol ile de giyim eşyası karşılığının para olarak ödeneceği kararlaştırılmış ve ödenecek para da miktar olarak belirtilmiştir. Sözleşmenin 23. maddesinin 3. bendinde süresi belirli iş akitlerinin 6 aydan fazla müddetle yapılamıyacağı işveren süre bitiminden sonra işçiyi çalıştırdığı takdirde boş kadro olması halinde devamlı kadroya geçirileceği açıklandıktan sonra muvakkat işçilerin sendikaya üye olup daimi kadroya geçirilmeleri halinde,geçirilme tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanacakları daimi kadroya geçiş tarihine kadar sadece yemek, işbaşı elbisesi, vasıta ve ücretsiz mazeret izninden yararlandırılacakları öngörülmüştür. 37. maddenin giyim yardımı olarak verilecek elbise ve diğer giyim eşyasından başka ( b ) fıkrasının ikinci paragrafında koruyucu eşyadan söz edilmiş ve bu konuda işçi sağlığı iş güvenliği tüzüğü hükümleri tatbik edilir denildikten sonra ( c ) fıkrasında işverence verilen iş elbisesi ve koruyucu malzemeyi işçilerin iş başında giymek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Şu durumda 37. maddenin ( a ) fıkrasında yer alan sosyal yardım niteliğindeki giyecek eşyası ile tüzük gereği verilen iş elbisesinin aynı olmadığı bunların ayrı ayrı verilmesi gereken giyim eşyaları olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının iş elbisesinin 37. maddedeki giyim eşyası olduğuna dair iddiası ve mahkemenin bu yöndeki kabulü isabetli değildir. Öte yandan sosyal yardım niteliğindeki giyim eşyasının daimi kadrodaki işçilere verileceği bundan 6 ayı doldurmayan muvakkat işçilerin yararlanamayacağı 23. madde gereğidir. Ve az önce açıklandığı üzere 23. maddedeki "işbaşı elbisesi" 37. maddenin ( a ) fıkrasındaki giyim yardımı olmayıp ( c ) fıkrasında tüzük gereği verilen iş elbisesidir. Muvakkat işçi ancak 23. maddenin 3. bendi ve sondan bir önceki fıkrasına göre bu fıkrada öngörülen koşullar gerçekleştiği takdirde 37. maddenin ( a ) fıkrasındaki giyim yardımından dolayısıyla protokoldeki parasal karşılığında çalıştıkları süre ile orantılı olarak yararlanabilir.
Davacıların muvakkat işçi olduklarında uyuşmazlık yoktur. Bu durumda giyim yardımından yararlanabilmeleri 23. maddenin sondan bir önceki fıkrasındaki koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Dosyada davacıların dava tarihine kadar ki çalışma sürelerinin (6) ayı aşmadığı izlemini hasıl olmaktadır. Böyle olduğu takdirde davanın reddi gerekir. Ancak bu konuda kesin bir tespit yapılamamaktadır."O halde çalışma süreleri kesin olarak tespit edilerek yukarıda açıklanan hususlar gözönünde tutulmak suretiyle sonucuna göre bir karar vermek gerekirken bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan ve yanlış değerlendirme ile hüküm tesisi isabetsizdir..."gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararını Özel Daire Bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.