Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/7
K: 1991/101
T: 27.02.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (MARMARİS İcra Tetkik Mercii)nce davanın kabulüne dair verilen 9.11.1989 gün ve 62-86 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2.4.1990 gün ve 1989/13446 - 1990/3723 sayılı ilamı: (.. Borçlu 18.1.1988 tarihinde takibe itiraz etmiş takip durmuştur. İİK.nun 275. maddesinde itirazın kaldırılmasını isteme bir süreye tabi değilse de, kira bedelleri ödenmeye devam etmiş alacaklı aradan 1 sene 7 ay sonra itirazın kaldırılmasını istemiş olup bu hususun aktin yenilenmesi olarak kabul edilmesi gerektiği düşünülmeden M.K. 2. maddesi hükmü nazara alınmadan itirazın kaldırılması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Dava tahliye taahhüdüne dayanılarak yapılan icra takibine vaki borçlu itirazının kaldırılması ve taşınmazın tahliyesi isteğine ilişkindir.
Tetkik mercii ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık itirazın kaldırılmasını düzenleyen İİK.nun 275. maddesinin herhangi bir süre öngörmemiş olması nedeniyle kiralayanın bir süre ile bağlı olmaksızın itirazın kaldırılması ve tahliye isteğinde bulunup bulunmayacağı noktasında odaklaşmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekirki, İcra İflas Hukuku şekil ögesinin büyük ağırlığının bulunduğu bir hukuk dalıdır.
Bu niteliğinin doğal sonucu olarak da genelde İcra İflas işlemlerine girişilmesi veya bu işlemlere karşı şikayet ve itiraz yoluyla hakların kullanılması belli müddetle sınırlı tutulmuştur.
Ancak başka bir kişiye karşı kullanılması söz konusu bir hak varsa, kendisine karşı hak kullanılacak kişinin durumu da hukuken himayeye layıktır. Kanun, bir tarafı devamlı diğerinin tehdidi altında bırakmayı kesinlikle benimsemiş olamaz. O itibarla yasada kullanılması belli bir süreye bağlanmamış bir hakkında herhalde doğumundan itibaren makul sayılabilecek bir müddet içerisinde kullanılabileceğinin kabulü icabeder. Kaldı ki gözardı edilmemesi gereken ilkelerinden biri de objektif iyiniyet (dürüstlük) kuralıdır. Öğretide ve yargısal kararlarda kabul edildiği üzere dürüstlük kuralından amaç, kişilerin haklarını kullanmada ve borçlarını yerine getirmede de, dürüst, dengeli, davranışının sonucunu bilen normal zekalı bir kimsenin benzer işlem ve olaylardaki davranışına uygun davranışta bulunmasını sağlamaktır. Hakim kişiye tanınan hak ve yetkilerin kullanılmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde bu kuraldan, hakkın amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını kontrolünde bir ölçüt olarak yararlanmalıdır. Zira M.K.nun 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük ve hakkın kötüye kullanılmaması ilkesi yaşam gerçeklerine ve ahlaka uygun olmayan sonuçları önleyecek nitelikte ve hemen hukukun bütün dallarına egemen olan temel bir hukuk kuralıdır.
Somut olayda ise, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi 1.2.1982 başlangıç tarihli ve beş yıl sürelidir. Kiracı tarafından kira süresinin bitiminden sonra 14.5.1987 tarihinde kiralananı 31.12.1987 gününde boşaltacağına ilişkin olarak tahliye taahhüdü verilmiştir. 4.1.1988 tarihinde bu tahliye taahhüdüne dayanılarak davacı kiralayan tarafından girişilen icra takibine de borçlu davalı kiracı tarafça 18.1.1988 de itiraz edilmiş ve itiraz kiralayana da 26.1.1988 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı kiralayan, davalı kiracının itirazı üzerine 19 ay bekledikten sonra 7.8.1989 gününde temyize konu davayı açmıştır. Olayın özellikleri gözetildiğinde doğumundan itibaren 19 ay sonra açılan davada hakkın makul görülebilecek bir süre içerisinde kullanıldığının kabulü ve bu davranışı iyi niyet kuralları ile bağdaştırmanın mümkün olamıyacağı aşikardır.
O Halde Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.2.1991 gününde ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
İcra İflas Hukuku şekle bağlı bir hukuk dalıdır; bu nedenle ve kural olarak icra işlemlerinin özellikle şikayet ve itirazların süreye bağlı olması zorunludur. Olay, 272. maddeye dayanılarak çıkarılan tahliye emrine borçlu tarafından yapılan itirazın kaldırılması isteğinden kaynaklanmıştır. İtirazın kaldırılmasını düzenliyen 275. maddede bir süre öngörülmemiştir. İcra İflas Hukukunun yukarıda açıklanan niteliği gözetildiğinde özellikle itirazın kaldırılmasının süreye bağlı olmaması eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu nedenle 275. maddede bir sürenin bulunmaması yasal boşluk olarak kabul edilmeli ve bu boşluk İcra İflas Kanunun 269. maddeside belirlenen altı aylık süreyle ve kıyas yoluyla doldurulmalıdır. Olayımızda ise itirazın kaldırılması itirazın yapılmasından 17 ay sonra istendiğine göre itirazın kaldırılması isteği süresinde yapılmamıştır.
Sayın çoğunluğun M.K. nun 2. maddesinin uygulanması yolundaki görüşüne kural olarak iştirak etmekle birlikte 275. maddede yazılı itirazın kaldırılmasının süreye bağlı olmadığı yolundaki gerekçeye katılmıyorum. İstek 6 aylık süre geçtiğinden reddedilmeliydi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini