Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 1991/6-299
K. 1991/406
T. 18.9.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAHLİYEDAVASI
  • YARGIMUAFİYETİ
 
ÖZET : Bir devletin mahkemeleri önünde yargılanamama muafiyeti, yargılanan devletin egemenlik hakları ile ilgili bulunduğundan, bu hakkın dışında kalan özel hukuk ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda muafiyet kuralının uygulanmaması icap eder.
(2675 s. MÖUHK. m. 33)
 
Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Şişli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 10.4.1989 gün ve 1988/48-1989/367 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 12.7.1990 gün ve 8294-9896 sayılı ilamıyla; (...Davacı, davalı Lübnan Büyükelçiliği aleyhine açtığı işbu dava ile davalının kirası altında bulunan bu taşınmazın tahliyesini istemiştir.
 
Davalı Lübnan Devleti'ni temsilen Lübnan Büyükelçiliği'ne çıkan davetiyenin Adalet Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı'nca, muhatap Büyükelçiliğe diplomatik yoldan duyuru şeklinde iletilmiş olduğu Dış İşleri Bakanlığı'nın davacı vekiline verdiği 28.2.1989 gün, 610-1080 sayılı cevabı yazıdan anlaşılmıştır. Mahkeme bunun üzerine davalı Büyükelçiliğin konsolosluk ikametgahı olarak kullanıldığı yerin yargı muafiyeti içinde kaldığını kabul ederek davayı reddetmiştir. Bu karar 26.12.1989 tarih, 17701-19727 sayılı kararı ile onanmıştır.
 
Burada uyuşmazlık konusu T.C. Mahkemelerinin yargı hakkı-yetkisi ile ilgilidir. Bilindiği üzere Türk Mahkemeleri, T.C.'nin coğrafi sınırları içerisinde prensip itibariyle yerli yabancı bütün gerçek ve tüzel kişileri yargılama hakkına sahiptir. Ancak, bu genel kuralın bazı istisnaları mevcuttur. Örneğin, Türk Mahkemeleri başka bir devleti yargılayamaz ve yine diplomatik dokunulmazlığı olan kişilere karşı Türk Mahkemelerinde dava açılamaz. Genel kural böyle olmakla beraber bu kuralı mutlak anlamda kabul etmek mümkün değildir. Bir devletin mahkemeleri önünde yargılanamama muafiyeti yargılanan devletin egemenlik hakları ile ilgili bulunduğundan bu hakkın dışında kalan özel hukuk ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda muafiyet kuralının uygulanmaması icap eder.
 
Nitekim, Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisi ile beraber yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve işlerde uygulanacak hukukla yabancı kararların tanınması ve tenfizini düzenleyen ve 23.11.1982 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 2675 sayılı Yasanın Yabancı Devletin yargı muafiyetinden yararlanmayacağı halleri belirleyen 33. maddesinde yabancı devlete özel hukuk ilişkisinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyetinin tanınmayacağı ve bu gibi uyuşmazlıklarda yabancı devletin diplomatik temsilcilerine tebligat yapılacağı açık ve seçik olarak hükme bağlanmıştır.
 
Gerçi sözü edilen Yasanın kapsamını tanımlayan 1. maddesinin son fıkrasında Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu sözleşme hükümleri saklı tutulmuşsa da davalı devletin 33. maddesinin kapsamı dışında bırakıldığına dair T.C.nin taraf olduğu Milletlerarası bir sözleşme de ileri sürülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 
Temyiz eden: Davacı vekili.
 
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
Dava, ihtiyaç sebebiyle tahliye isteğine ilişkin olup, yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafın, yargı muafiyetinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
 
22 Kasım 1982 tarihinde yürürlüğe giren 2675 sayılı "Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun" ile 1330 tarihli "Mameleki Osmaniyede Bulunan Ecnebilerin Hukuk ve Vezaifi Hakkında Kanunu Muvakkat" yürürlükten kaldırılmış, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak yasa kuralları ve izlenecek yöntem açıkça belirlenmiştir. Söz konusu Yasanın "Yabancı Devletin Yargı Muafiyetinden Yararlanamayacağı Haller" başlıklı 33. maddesinde de, yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmayacağı ve bu gibi uyuşmazlıklarda yabancı devletin diplomatik temsilcilerine tebligat yapılabileceği öngörülmüştür.
 
Burada, yabancı bir devletin özel bir şahıs gibi giriştiği özel hukuk ilişkilerinden dolayı aleyhine açılacak dava ile diplomatik temsilcilerin yargı muafiyetini birbirine karıştırmamak gerekir.
 
Gerçekten, bugün tüm hukuk sistemleri yabancı devletleri, hakimiyet egemenlik-tasarrufları bakımından yerel yargıdan muaf tutmuştur. Bu itibarla, gerek Türkiye'nin taraf olduğu Viyana Sözleşmesi'nde ve gerekse bu hususta düzenlenmiş olan ikili ve çok taraflı anlaşmalarda kabul edilmiş olan muafiyet, diplomatik temsilcilerle ilgili olup, temsil ettikleri devlet aleyhine açılan davalar için değildir.
 
Kaldı ki, bu yön anılan Yasanın 33. maddesinin gerekçesinde açıkça vurgulanarak, düzenlemenin Viyana Sözleşmesi'ne aykırılığının düşünülemeyeceği belirtilmiş olduğu gibi, doktrinde de öteden beri muafiyet konusundaki uygulamanın açıklandığı biçimde olması gereğine değinilmektedir.
 
O halde, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 18.9.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini