Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/6-291
K: 1991/395
T: 3.7.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının İptal İle Beraber Tahliye de İstemesi Nedeniyle Hem İcra Tetkik Merciinde Hem de Genel Mahkemelere Başvurarak Dava Açabilmesi )
  • TAHLİYE DAVASI ( Yenilenen Kira Sözleşmesi İle Kabul Edilen Taahhüdün Geçerliliği )
  • TAAHHÜTTE BULUNMA ( Yenilenen Kira Sözleşmesi İle Kabul Edilen Taahhüdün Geçerliliği )
  • KİRA SÖZLEŞMESİ ( Sözleşme Yenilenirken Özel Şartlar Bölümüne Tahliye Taahhüdünde Bulunulması Durumunda Bunun Geçerli Olması )
 
2004/m.272,275,67
 
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 25.10.1990 gün ve 1990/146-166 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 11.12.1990 gün ve 1990/15473- 15578 sayılı ilamı.
( ...Davacı vekili 31.7.1988 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli olarak yenilenen kira sözleşmesindeki özel hükmündeki 31.7.1989 tarihli tahliye taahhüdüne dayanarak 11.8.1989 tarihli itiraza uğrayan icra takibinden bahsederek 24.9.1990 tarihinde açtığı işbu dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalının sürenin geçtiğini taahhüdün müzayaka içinde verildiğini geçersiz olduğunu her iki sözleşmenin aynı gün imzalandığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Gerçekten; taraflar arasında 1.7.1987 başlangıç tarihli ve 16 ay süreli sözleşme ile 31.7.1988 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli iki ayrı sözleşme olduğu görülmüş tahliye taahhüdü ilk sözleşmedeki akdi sürenin sonunda yenilenmiş olan 31.7.1988 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözleşmenin özel şartları içinde kabul edilmiştir.
Hemen belirtelim ki; kira akdinin başlangıcında değişik bir ifade ile akdi ilişkinin ilk kurulmasında alınan tahliye taahhüdünün serbest iradeye dayanmaması sebebiyle geçersizliği bu konuda çıkarılan 4.10.1944 tarih 25/20 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilmiştir. Ondan sonra yenilenmek suretiyle devam eden kira akitlerinde kabul edilen tahliye taahhütlerinin bu içtihadı birleştirme kararı dışında kaldığı 6570 sayılı yasanın koruyuculuğu altına giren kiracının müzayaka halinden söz edilemeyeceği düşünülmüş ve bu düşünce 3.10.1980 gün 2 sayılı ve yine 4.10.1985 gün 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçelerinde geçirli olduğu benimsenmiştir. Yargıtay İçtihatlarında bu doğrultuda geliştirilmiş ve halen yenilenen sözleşmelerle alınan tahliye taahhüdünün geçerliliği kabul edilmiş bulunmaktadır.
Öbür taraftan davacı 31.7.1988 tarihinde yenilenen kira sözleşmesinin özel şartları içerisinde yer alan 31.7.1989 tarihindeki tahliye taahhüdüne dayanarak 5.8.1989 tarihinde de İİK. 272. maddesinde öngörülen 1 aylık süre içinde İcra Dairesine başvurup tahliye istemiştir. Bu takibe itiraz edilmesi üzerine davacı aynı kanunun 275. maddesine göre Tetkik Merciinden itirazın kaldırılmasını istemiş fakat bu isteği görevsizlik nedeniyle red edilmiştir. Davacı İİK.nun 272. maddesinde öngördüğü ve uygulamada kabul edilen 1 aylık süre içerisinde icraya başvurduğuna göre süresinde hakkını Yasanın 272. maddesinde öngördüğü süre içinde kullanmıştır.
Her ne kadar aynı kanunun 67. maddesinde takibi itiraza uğrayan ve merciiye müracaat etmek istemeyen davacının itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde genel hükümlere göre mahkemeye başvurması itirazın iptalini ve hakkının varlığını isbat edebileceğinden söz edilmek suretiyle tercihe yol açan bir ifade kullanılmışsa da uygulamada her iki yolunda aynı zamanda kullanılabileceği kabul edilmektedir. Daha tamamlayıcı bir ifade ile takibi itiraza uğrayan davalının hem İcra Tetkik Merciinden hemde genel mahkemelere başvurabilir. Ancak genel mahkemelere başvurma İİK.nun 67. maddesinde öngörülen 1 yıldan sonra olursa itirazın iptalini istemek mümkün olmaz. Çünkü bu hak düşürücü süre niteliği itibariyle kesilmesi veya durdurulması da söz konusu olamaz. Nitekim davacı dava dilekçesinde itirazın iptalinden başka tahliyede istemiştir.
Olayda üzerinde durulması gereken önemli bir diğer nokta 1 aylık süre içinde icraya başvurmakla bu sürenin muhafaza edilip edilmediği halidir. 1 aylık süre İİK.nun 272. maddesinden kaynaklanmaktadır. Bu madde de takibin itiraza uğramasından veya mahkemeye başvurmadan bahsetmeksizin müddetin bitiminden bir ay içerisinde sözleşmenin icraya ibrazı ile tahliye istenebileceği öngörülmüştür. Uygulamada mahkemeye dava açılması halinde de 1 aylık süre içinde icraya başvurma geçerli sayılmakta yeni kira döneminin sonuna kadar dava açılabileceği kabul edilmektedir. Davacı da yasada ve uygulamada öngörülen bu süreye riayetle taşınmazın boşaltılması taahhüd edilen tarihten itibaren 1 ay içinde icraya başvurmuştur. Ne var ki takibi itiraza uğramış bunun üzerine Tetkik Merciince yaptığı müracaat itirazın niteliği itibariyle bu itirazı dar yetkili merciinin görevine girmediğinden reddedilmiş ve mahkemeye dava açma imkanı tanınmıştır.
Böyle olunca uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmiş ve davalı savunmasında taahhüdü içeren 31.7.1989 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözleşmenin bu tarihte değil ilk kira ilişkisinin 1.4.1987 başlangıç tarihli 16 ay süreli sözleşme ile birlikte imza edildiğini ileri sürmüştür. Gerçekten bu savunma 4.10.1944 tarih 25/20 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının kapsamına girdiğinden incelemeye değer görülmüş olmakla bu konuda taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.7.1991 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini