 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/648
K: 1991/163
T: 11.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.12.1990 gün ve 1015-1827 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 8.4.1991 gün ve 4555-5022 sayılı ilamı:
(.. Davacı dava konusu taşınmaza bitişik halde bulunan yerde 3 yıldızlı otel işletmeciliği yaptığını, bu oteli daha mükemmel, zamanın modern, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak tesislere tahsis etmek üzere dava konusu yeri yıkıp, yeniden inşaat nedeniyle taşınmazın tahliyesini istemiş, onaylı yeniden inşaat projesini ibraz etmiştir.
Davalı davacının sahibi ve işleticisi bulunduğu 3 yıldızlı oteli tadilat ve ilaveye gerek olmadığını ve iddiasında samimi bulunmadığını savunmuştur.
Davacının dava konusu kiralanan yere bitişik bir otelin sahibi ve işleticisi olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Davacının dava konusu yeri tamamen yıkarak bu yerde otelle ilgili işletme binası, rezervasyon, santral, arşiv katalog odaları işadamları çalışma ve toplantı salonları vs. halinde yeniden inşaat yapmak için projelendirdiği, bu inşaat projesinin onandığı hatta temyiz dilekçesine eklenen belge ile ayrıca Turizm Bakanlığından onay alındığı ve bu projenin kiralanan yere ait olduğu anlaşılmaktadır. Mülkiyet hakkı yasal sınırlamalar dışında malını dilediği şekilde kullanma hakkı veren mutlak ve anayasal bir haktır. Ancak her subjektif hakkın kullanılmasında olduğu gibi dava hakkında M.K.nun 2. maddesindeki iyiniyet kuralına bağlıdır. Bu kurala göre hiç bir hak sırf başkasını ızrar için kullanılamaz. Başkasına ızrar için kullanılan hakkı kanun himaye etmez. Yeniden inşaat sebebi iddiası ile açılan tahliye davalarında ancak M.K.da sözü edilen maddedeki iyiniyet kuralı ile karşı çıkılabilir. İnşaatın gerekli olup olmadığının araştırılması da ancak bu yöne ilişkin olarak yapılabilir. Örneğin yeniden inşaat sebebiyle tahliye istenilmesine rağmen tahliye ettirip, satılma maksadının güdülmesinde olduğu gibi olayımızda böyle bir iddia kanıtlanmadığına göre tahliyeye karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesi isabetli olmadığından hükmün bozulması icabetmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 11.3.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.