 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/617
K: 1992/43
T: 05.02.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "ihtiyaç nedeniyle tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.5.1991 gün ve 1991/337-651 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10.7.1991 gün ve 991/9316-9558 sayılı ilamı:
(.. Davacı doktor ve asistan oğlunun konut ihtiyacı nedeniyle süresinde verdiği işbu dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı yazılı cevabında davacının aynı ihtiyaçlı oğlunun evleneceğinden bahisle önce açtığı davanın red edildiğini kesin hüküm olduğunu ve ihtiyacın samimi olmadığını savunmuştur.
Gerçekten aynı ihtiyaçlı oğlu için nişanlı olup evleneceğinden bahisle evvelce açtığı davanın evlenmenin gerçekleşmemesi sebebiyle reddedilip kesinleştiği bu dosyaya celp edilen dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki kesin hükümden bahsedilebilmek için hukuki sebepde aynilik değil maddi sebep ve olgularda aynilik bulunması gerekir. Eğer maddi olgu ve sebeplerde farklılık varsa hukuki sebep aynı olmasına rağmen kesin hükümden söz etmek mümkün olmaz. Davacı ilk davasında ayni ihtiyaçlı oğlunu nişanlama ve evlenme sebebi ile ihtiyaçtan bahsetmiş ve bu davada ise nişanlanma ve evlenmeden söz etmeksizin ekonomik bağımsızlık sahibi olan ihtiyaçlının müstakil konut ihtiyacından sözetmiştir. İleri sürülen maddi olaylar farklı bulunduğuna göre kesin hüküm söz konusu olmaz. Öbür tarafdan davacının dinlettiği tanıklar ihtiyaçlının ailesi ile birlikte oturduğunu ayrı ve müstakil oturmak istediğini doğrulamış olduklarına davalının bu ihtiyaç iddiasının samimiyetsizliği konusunda yeterli delil ve şahadet de ileri sürmüş bulunduğuna göre tahliyeye karar vermek gerekirken aksi görüş ve düşünce ile red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gösterici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 5.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.