 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/584
K: 1992/25
T: 29.01.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tecil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 15.11.1990 gün ve 203-913 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargtıay 8. Hukuk Dairesinin 4.6.1991 gün ve 2690-8116 sayılı ilamı; (... Taşınmazın tarafların dip murisleri Mehmet'den kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalılar, Mehmet'in mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu ve taşınmazın kendilerinin yakın murisi Şehribani'ye isabet ettiğini ve onun ölümü ile de kendilerine kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davacılardan Mehmet Ali Başkaya, kedisi tarafından dava açılmadığını herşeye rağmen açılmış olan davadan feragat ettiğini bildirmiş ayrıca taksim hakkında şahadette bulunmuştur. Dava mirasçılar arasında cereyan ettiğine göre bu davacının kendi hissesi hakkında feragati geçerlidir. Şahadetine gelince: Tarflarla menfaat ilişkisi bulunup aynı zamanda davacı sıfatını almış oldğundan bunun ifadesine dayanılarak taşınmazın taksim edilip edilmediği sonucuna varılamaz. Mahkemece şahit Şükrü Erdoğmuş'un ifadesi ile 30 yıllık fiili kullanma şekli ve süresi gözönünde tutularak taşınmazın mirasçılar arasında taksim edildiği ve Şehribani'ye isabet ettiği kabul edilmiş ve bu görüşten hareketle davanın redine karar verilmiştir. Dosya içerisinde taksim ve hisse devrine ilişkin 24.12.1974 tarihli senette taraflar Mehmet mirasçılarından Mustafa, Şehribani ve Mehmet Tevfikdir. 1977/428-518 sayılı veraset ilamına göre Mehmet'in bunlardan başka mirasçıları da vardır. senede göre, diğer mirasçılar taksime katılmadığı için bu taksimin M.K.'nun 611. maddesi hükmü karşısında geçerli olduğu ileri sürülemez. Mahkemece senedin içeriği hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır. M.K.nun 612. maddesi hükmüne göre terekeye dahil bir taşınmazdaki miras hissesinin diğer bir mirasçıya devir ve temliki mümkün ve geçerlidir. Taksim geçerli olmadığına göre senet muhtevasının bu açıdan tartışılıp değerlendirilmesi gerekir. Başka anlatımla bunlar arasında davacıların murisleri Mustafa'da bulunduğuna göre Mustafa miras hissesini devretmiş ise o takdirde şüphesiz davacıların, dava açma hakları olamaz. Taksim senedi geçerli olmadığı için 30 yıllık kullanma süresi de bu bakımdan taksim varlığına delalet etmez. Zira taksimin varlığı senet gibi bir belge ile isbatlanmak istenmiştir. Senet geçerli olmadığına göre artık belli bir sürenin geçtiğinden bahisle taksimin yapılmış olduğu sonucuna varılamaz. Bundan ayrı, veraset ilamları arasında mirasçılar bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin 1977/428-518 sayılı veraset ilamında Mehmet Ali Başkaya ile Nazime mirasçı olarak gösterildiği halde 1988/1145 esas, 1989/246 Karar sayılı veraset ilamında bunlar mirasçı olarak gözükmemektedir. Aynı şekilde temyiz dilekçesine eklenen 1991/116-104 sayılı veraset ilamında Mehmet Ali Başkaya mirasçı olarak gözükmemektedir. Mahkemece bu ayrılıklar üzerinde durulması, veraset ilamları mirasçılar bakımından yekdiğerinden farklı ise iptal davası açılma suretiyle yeni bir veraset ilamı alınarak bu farklılığın giderilmesi ve uyuşmazlığın bu yönler gözönünde tutulmak suretiyle çözümü yönüne gidilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 29.1.1992 gününde oyçokluğuyla karar verildi.