 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/519
K: 1992/69
T: 19.02.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "vasiyetnamenin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 2.11.1989 gün ve 465-978 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 7.12.1991 gün ve 11884-2042 sayılı ilamı:
(.. Tarafların delilleri toplanmadan ve özellikle davalı tanıkları dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekirken bu yön temyiz incelemesi sırasında gözden kaçmış ve vaki karar düzeltme isteği yerinde görülerek önceki onama kararının kaldırılarak hükmün gösterilen sebeple bozulması uygun düşmüştür..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık el yazısı ile düzenlenmiş bulunan ancak, düzenleme yeri gösterilmeyen vasiyetnamenin geçerli kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki iptali istenen vasiyetnamenin, vasiyetçinin eli mahsulü olduğu altına atılı imzanın kendisine ait bulunduğu hususu taraflar arasında tartışma konusu değildir.
M.K.nun (el yazısı ile vasiyetname) başlığını taşıyan 485. maddesinde, vasiyetçinin bizzat tanzim edeceği vasiyetnamenin baştan aşağı kadar tanzim edildiği mahal, sene, ay ve gün dahil olduğu halde bizzat kendi el yazısı ile yazılmış ve imza edilmiş olmasının gerektiği hükme bağlanmıştır. Ayrıca 27.2.1952 gün ve 7/2 sayılı Yargıtay inançları birleştirme kararında, el yazısı ile tanzim edilen vasiyetnamelerde tanzim yerinin gösterilmesinin vasiyetnamenin geçerlik koşulu olduğu belirtilmiştir. Anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararından sonraki süreç içerisinde bu konuda vasiyetname düzenleme yerinin vasiyetname içeriğinden yararlanılarak yorum yolu ile tespit edilebileceği kabul edilerek bir ifade ile, biraz yumuşatılmaya gidilmiş ve bu uygulamada, yargısal kararlarda devamlılık kazanmıştır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 17.1.1990 gün ve 644-8 sayılı kararında da aynı ilke benimsenmiştir.
Ne var ki, somut olayda, el yazısı ile düzenlenen vasiyetnamede, düzenleme yeri bulunmadığı gibi, vasiyetnamenin içeriğinden yorum yolu ile de olsa, bu yerin belirlenmesi mümkün değildir. O itibarla, yerel mahkemece, mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle, geçerlik koşulundan yoksun bulunan vasiyetnamenin iptali isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi doğrudur. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekili temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), 19.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.