 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/487
K: 1991/593
T: 20.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar araındaki "vesiyetnamenin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 14. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 12.10.1989 gün ve 59-622 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile davalılardan E. Meral vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 17.5.1990 gün ve 13141-4868 sayılı ilamı: (... Dava Medeni Kanunun 485. maddesinin yasal unsur ve şartlarını ihtiva etmeyen dava konusu vasiyetnamenin gerek bu sebeple ve gerekse vasiyet edenin ehliyetsizliğine dayalı olarak iptaline ilişkin olup, mahkemece yapılacak iş öncelikle söz konusu vasiyetnamenin yararlanananlarla varsa yasal mirasçıların tamamını davaya dahil ederek eksik hasımları tamamlamak ve bundan sonra tarafların tüm delillerini toplayarak gerek ehliyet ve gerekse yasal unsur ve şartlar açısından ölüme bağlı tasarrufun hukuken geçerli olup olmadığını belirlemekten ibarettir. Bu yön dikkate alınmadan ve dava konusu vasiyetnamenin hukuken geçerli olup olmadığı hükme bağlanmadan vasiyetnamenin içeriğine girilerek hukuki yarar ve davanın konusunun kalıp kalmadığı hususlarına öncelik ve hukuksal önem tanınarak eksik hasım ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldaktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, vasiyetnamenin iptali isteğine ilişkindir.
Diğer bir anlatımla davanın konusu vasiyetnamenin geçerli olup olmadığıdır.
Davacı Hazine, elyazısı vasiyetnamenin, ehliyetsizlik ve MK.nun 485. maddesinde öngörülen koşulları taşımadığını ileri sürerek, iptalini talep etmiştir.
Bu durumda, vasiyetnamenin içeriğine girmeden, öncelikle, istekle ilgili olarak vasiyetnamenin geçersizliğine yönelik iddianın incelenmesi gerekir.
Bu itibarla, olayda, uyuşmazlığın niteliği de gözetilerek, taraf teşkili yapılmasına ve uyuşmazlığın çözümlenmesinde izlenmesi gereken yola işaret eden ve hukuk Genel Kurulunca da aynen benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Hazine vekilinin temyiz itirizlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA 20.11.1991 gününde oyçokluğu ile karar verildi.