 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/476
K: 1991/568
T: 13.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KUYUCAK Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 26.12.1989 gün ve 305-463 sayılı kararın incelenmesi Davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 8.2.1991 gün ve 20439-1888 sayılı ilamı:
(.. Yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi ve tanık ifadeleriyle tapulama tutanağına göre, nizalı yer 1960 yılında yapılan kadastro sırasında
Menderes nehrinin işgalinde bulunan bir yerdir. Menderes nehrinin bu yeri keşif tarihine göre 5-6 yıl önce terkettiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi ve tanıklar 20 yıldan fazla süre ile taşınmazın Menderesin istilasında bulunduğunu bildirmişlerdir. Şu hale göre, taşınmazı uzun süre Menderesin yatağı haline gelmiş ve özel mülkiyet konusu olmayan bir yer niteliğini kazanmıştır. Nitekim tanıklar davacının satın almasından sonra taşlık ve çalık haline gelmiş olan bu yeri emek ve para harcayarak imar ettiğini bildirmişlerdir. 20 yıldan fazla süre nehir yatağı olan bir yer artık özel mülkiyet konusu olmaktan çıkmış kamu malı sayılan bir yer olmuştur. O itibarla nehir yatağı bulunduğu uzun sürece böyle bir yerin tasarruf edildiği, mülkiyet bağının devam ettiği kabul edilemez. Davacının zilyetliği diğer parçayı satın almasından itibaren başladığına göre, bu sürenin iktisaba yetip yetmediğine bakmak gerekir. Dava tarihine kadar bu süre iktisaba yetmediğine ve daha önce eklenmesi gereken bir zilyetlik söz konusu olmadığına göre, bu kısım hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunuktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1962 yılında yapılan tapulama sırasında, nehir yatağı içerisinde bulunması nedeniyle tesbit dışı bırakılmış ve nehir ıslah çalışmaları sonucu bir kaç yıl önce nehir metrukatı arazi durumuna girmiştir. Bu yerin, davacının 1986 yılında kayden satın aldığı çapın tesbitine esas alınan bayiine ait tapu kapsamında kaldığı bilgisine başvurulan yerel bilirkişi tarafından ifade edilmiş ise de, çap satın alan davacının bayiine ait tapu kaydına dayanamayacağı kuşkusuzdur. Çap dışındaki çekişmeli yerde satın almadan itibaren davacının nihayet bir kaç yıl süren tasarrufu ise, bu yeri zilyetlik ile iktisabına yeterli bulunmadığı duraksanmayacak biçimde anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, zilyetliğe davalı tescil isteğine ilişkin temyize konu davanın, iktisap koşullarının gerçekleşmediği nedeniyle reddedilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 13.11.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.