 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/466
K: 1911/589
T: 20.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "suya vaki elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 4.10.1989 gün ve 1988/578 E. 1989/470 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 18.9.1990 gün ve 1989 /10517-1990/6621 K. sayılı ilamı:
KARAR : (... Dava konusu yapılan kaynak suyun, dosyada mevcut, fenni bilirkişi tarafından düzenlenmiş 20.4.1989 tarihli krokide işaretlendiği ve temyize konu kararda da belirtildiği üzere yoldan çıktığı anlaşılmaktadır. Bu gibi yerlerden çıkan suların genel sulardan sayılacağı hususu kuşkusuzdur.
Genel sulardan ise herke, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşulu ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
O halde, söz konusu genel suyun öteden beri kullanım durumu ve dolayısıyla bundan hangi tarafın daha önce yararlanmaya başladığı ve tarafların bu suya olan ihtiyaçları ile iki tarafa yetip yetmiyeceği gibi hususlar üzerinde durulup usulünce ve kesin olarak saptanması ve böylece ortaya çıkacak sonuçlara uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönlerden eksik inceleme ve kısmen de aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mbozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, özel suyun varlığından snözedebilmek için, tapulu araziden çıkması, miktarı itibariyle, üzerinde çıktığı taşınmazın sınırlarından taşmaması ve M.K. 679. maddesinde öngörülen koşulları taşıması gerektiğine göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 20.11.1991 gününde oyçokluğu ile karar verildi.