 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/453
K: 1991/534
T: 30.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 29.12.1989 gün ve 581-517 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 8.2.1991 gün ve 16388-1918 sayılı ilamı: (... Davalılardan Ömer Erçelik 3/6 hisseyi 18.2.1983 tarihinde Mustafa Alper'den tapu ile iktisap etmiştir. M.K.nun 931. maddesi hükmüne göre, tapu sicilindeki kayda iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya diğer bir aynı hakkı iktisap eden kimsenin, bu iktisabı muteber olur. İptale karar verilebilmesi için kötü niyetin iddia ve isbat edilmesi gerekir. Davacılar dava dilekçesinde adı geçen davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürmüşlerdir. Mahkemece davanın hangi delillere dayanılarak kötü niyetli olduğu hüküm yerinde tartışılmamıştır. Temyiz itirazları bu sebeple yerinde olup hükmün bozulması gerekir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacılar, dava konusu tapusuz taşınmazı, tamamının maliki bulunan bayileri Emine'den noter senedi ile 1975 yılında satın aldıkları halde, 1982 yılında kadastroca bu yerin yarı payını adlarına, yarı payında bayileri Emine'nin babası Mustafa Alper adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, bu yere ait yarı payın iptali ie hisseleri nisbetinde adlarına tescilini istemişlerdir.
Dava konusu taşınmaza ait beyannamenin edinme sütunundan, bu yerin tamanını Mustafa Alper'e ait iken yarı payının davacıların bayii kızı Emineye bağışlaması ve onunda davacılara noter senedi ile sattığı gerekçesiyle, bu yer üzerindeki evin Ömer Erçelik'e ait olduğu şerhinin verilmesi kaydiyle, 1/6 pay üzerinden toplam 3/6 payın davacılar ve 3/6 payında Mustafa Alper adına tespit edildiği anlaşılmıştır. Daha sonradan yarı pay sahibi Mustafa Alper, bu payını Ömer Erçelik'e temlik etmiştir.
Davalı, yarı pay sahibi ve çekişmeli taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğuna ilişkin beyanlar hanesinde şerh bulunan Ömer Erçelik davacıların eniştesidir. Kadastro tespitinden önce çelişmeli taşınmaz henüz tapusuz iken, davacılardan Adnan'ın isteği üzerine, taşınmazdaki bir kısım yer hakkında mahkeme marifetiyle yapılan delil tespitinde yerel bilirkişi olarak dinlenip bilgisine başvurulan Ömer Erçelik, bu yerin tespit isteyen davacıya ait olduğunu bildirmiştir. Yine davalı bu yer üzerindeki evi, tapulamadan önce 2.9.1991 tarihli muhtarlık tasdikli senetle davacılara haricen satmıştır. Çekişmesiz bulunan bu maddi olgular karşısında, davalı Ömer Erçelik'in, 14.2.1951 gün 17/1 sayılı Yargıtay İnançları birleştirme Kararına göre, artık nizalı yerde davacıların haklarının bulunduğunu bilmesi gereken kişi bulunduğu karşı tarafça kötü niyetinin kanıtlandırılmasına gerek olmayacak ve iyi niyet savında bulunamayacak durumda olduğunun kabulü gerekir.
Ne var ki, bu yönün değerlendirilebilmesi için, davacıların öncelikle tapulama tutanağı edinme sütunundaki açıklamanın aksini ve iddialarına göre, bayileri Emine'nin dava konusu taşınmazın yarı payında değil, tamamında malik olduğun kanıtlamaları gerekir. Oysa, mahkemece bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılıp kanaat verecek deliller toplanmamıştır. Eksik inceleme ile olayda sağlıklı ve hukuksal bir çözüme ulaşıldığından söz edilemez. Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulunca da açıklanan nedenlerle benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA 30.10.1991 gününde oyçokluğu ile karar verildi.