 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/373
K: 1991/533
T: 30.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 70.7.1990 gün ve 960-556 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 19.12.1990 gün ve 4829-5631 sayılı ilamiyle (...Dairemizin 15.9.1989) günlü ve 2688/3585 sayılı tashihi karar ilamında açıklanan ayıplı işler 19.1.1990 günlü bilirkişi raporunda ayrı ayrı tespit edilmiştir. Bu ayıplı işlerden dolayı ancak nesafet farkı istenebilir. Bu itibarla mahkemece ayıplı işlerin sökülüp yeniden yapılmasına karar kurulmuş olması yasaya aykırıdır.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda: mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalılar vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davalı yüklenicinin, davacı arsa sahibi ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre inşa ettiği binada kullandığı malzemelerin. cins ve kaliteleri itibariyle bilirkişi raporlarında da açıkça belirtildiği üzere sözleşmede öngörülen şartlara aykırı bulunduğu kesin olarak saptanmıştır.
Hukuk Genel Kurulun 9.10.1991 gün 340-467 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, eser sözleşmelerinde yüklenici, kural olarak işin görüşülmesi ve tesliminde işçiye göre "daha yüksek özen" göstermelidir (BK.356/1). Yüklenici, bir işi yüklenir iken, kendi uzmanlığının ve parasal gücünün o iş için yeterli olduğunu iyice tartmak ve bunlar yetersiz ise, sözleşmeyi yapmaktan kaçınmak zorundadır. Aksi halde, özen borcuna ayırı davranış olur ve borçlu bundan sorumlu tutulur. Özen borcu, işin teslimine kadar devam eder (Tandoğan Borçlar Hukuku. Özel Borç ilişkileri. Cilt II 1987 başı sayfa 56-58). Yine sözleşmelerde kararlaştırılan hususların yerine getirilmesi. verilen sözün tutulması Pacta Sunt Servenda-Ahte Vefa ilkesinin ve ayrıca doğruluk ve dürüstlüğün gereğidir. Nitekim kusur halinde iş sahibinin hakkı başlığını taşıyan B.K.nun 360. maddesinde yapılan şey..." veya mukavele şartlarına muhalif olursa" iş sahibinin o şeyi kabulden imtina edebileceği hükme bağlamıştır.
Bu itibarla, yerel mahkemece, işin özelliği gözetilerek, mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle davanın kabul edilmesi doğrudur. O halde usul ve yasalara uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 30.10.1991 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.