 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/355
K: 1991/410
T: 18.09.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "men'i müdahale" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 13.3.1989 gün ve 1988/1175-1989/191 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29.6.1989 gün ve 6895-8603 sayılı ilamı; (... Davalı davacıların miras bırakanı olan önceki kayıt malikinin onayını almak suretiyle, çekişmeli taşınmaza girdiği ve iyiniyetli zilyet sıfatıyla da faydalı masraflar yaptığını savundğuna göre; bu savunması incelenerek sabit görüldüğü takdirde, M.K.nun 907. maddesi gereğince masrafların parsel karşılığı üzerinden hapis hakkı tanınıp elatmanın önelnmesine karar verilmesi gerekir. Değinilen yön soruşturma dışı bırakılarak mutlak biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekme, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, tapuya dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dava konusu 37 m2 yüzölçümünde ve ev niteliğindeki taşınmazın davacılar miras bırakanı Şükriye Günaydın adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı, bu yerin davalının işgal ve tasarrufunda bulunduğu hususları tartışmasızdır. Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazda faydalı masraflar yaptığını ileri süren davalı yararına, masraflar tutarı üzerinden hapis hakkı tanınıp tanınmayacağı noktasında toplanmaktadır. Kayıt maliki davacılar mirasbırakanı 1982 yılında ölmüştür. Mirasçıları davacılar tarafından temyize konu dava ise 31.11.1988 tarihinde açılmıştır. Davalı aynı yer hakında gerek aleyhine girişilen idari tahkikat aşamasında, gerekse bu dava nedeniyle verdiği ifadesinden taşınmazın bulunduğu İzmir'e, memleketi olan Mardin'den 1,5 (Birbuçuk) yıl, önce geldiğini açıkça beyan etmiştir. Bu yönler resmi nüfus kaydı ve davalının tutanaktaki ifadeleri ile belgelenmiş durumdadır. Açıklanan maddi olgular esas alınmak suretiyle olay değerlendirildiğinde, davalının, çekişmeli taşınmaza doğrudan doğruya girip zabtettiği, kayıt malikinin ölüm tarihi ve davalının İzmir'e geliş tarihlerine görede, bu yerde oturulması için mali tarafından verilmiş bir muvafakatın bulunmadğı duraksanmayacak biçimde anlaşılmaktadır. İyiniyetli zilyet bulunmayan davalının, geçerli bir nedene dayanmaksızın hotbehot girip işgal ettiği davacılar taşınmazında yaptığı bir kısım masraflar için, yararına hapis hakkı tanınmasının düşünülemeyeceği kuşkusuzdur.
Mahkemecede mevcut delilerin değerlendirilmesi suretiyle davalı yararına hapis hakkı tanınmaksızın mutlak olarak el atmasının önlenmesine karar verilmesi doğrudur. O halde usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 18.9.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.