 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/351
K: 1991/429
T: 25.09.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.9.1990 gün ve 70-534 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.12.1990 gün ve 10229-14393 sayılı ilamı:
(.. Davacı tekstil işkolunda faaliyet gösteren davalıya ait işyerinde klima ve kazan işinde çalışmakta ve İsviçre'den getirilen klima tesisleri üzerinde uzmanlaşmış iken, işverenin bilgisi dışında aynı işkolunda faaliyette bulunan başka bir firmanın klima tesislerinin montaj işini yaptığı anlaşılmaktadır.
TİS. hükmü uyarınca oluşan disiplin kurulunca davacının bu hareketi işverenin güvenini kötüye kullanmak, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar şeklinde görülerek iş akdinin 1475 sayılı İş Kanununun 17. maddesinin 2. bendinin (d) fıkrası uyarınca ve oybirliği ile feshine karar verilmiş ve işveren tarafından disiplin kurulu kararı yerine getirilmiştir.
Dosya içeriğine ve beliren duruma göre davacının bu davranışı gerçekten İş Kanununun 17. maddesinin 2. bendinin (d) fıkrasına uymaktadır. Böyle olunca davacı ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamaz. İş müfettişinin mütalaası bu olgu ve hukuki sonucu değiştirmez. O halde, ihbar ve kıdem tazminatı isteğinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulü isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, işverenin iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkını düzenleyen İş Kanununun 17. maddesinin 2-d fıkrasında, "işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması" halinde belirtilmiştir. Hemen açıklamak gerekir ki işçi doğruluk ve bağlılık (sadakat) kurallarına uymakla yükümlüdür. Doğruluk ve bağlılık kurallarına uymayan haller, yalnızca fıkrada gösterilenlerden ibaret değildir. Zira bu husus fıkra metninde yer alan "gibi sözcüğünden de kesinlikle anlaşılmaktadır.".. Nelerin doğruluk ve bağlılık sayılamayacağının, önceden tayinindeki güçlüğün, Kanun koyucuyu böyle bir yol izlemeye sürüklediği açıktır. Hakim, hangi davranışların doğruluk ve bağlılığa aykırı sayılmak gerekeceği konusunda, belli ve kesin sınırlı bir ölçüden hareket etmemek, iş hayatının gereklerini çevrenin geleneklerini gözönüne alarak her davranışın özelliğine göre bir sonuca varma durumundadır.
Somut olayda, konusunda en son teknolojik gelişmelere göre uzmanlaşmış durumda bulunan davacının, aynı işkolunda faaliyet gösteren diğer bir işverene ait işyerinde, davalı işverenden izin almadan ücret karşılığı çalıştığı tartışma konusu değildir. Davacının normal mesai saatleri dışında da olsa, kalifiye bir eleman olarak başka bir işyerinde çalışması nedeniyle gerekli dinlenmeden yoksun kalacağından kendi işyerinde en azından verimin düşeceği aşikardır.
Davalı işverenin izni dışında, uzmanlaştığı konuda başka bir işyerinde çalışırken, davalı işverence kendisine kazandırılan bilgi ve bu işyerinde kullanılan teknolojiden yararlanılacağı da kuşkusuzdur.
Davacı işçinin genel olarak dürüstlüğe uymayan bu davranışının bağlılık (sadakat) ve doğruluk kuralları ile bağdaştırılması mümkün değildir. O itibarla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağına işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 25.9.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.