 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/331
K: 1991/419
T: 18.09.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Salihli Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 3.5.1990 gün ve 449-291 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 18.1.1991 gün ve 390-354 sayılı ilamı; (... Davacılar, miras bırakanları Elif Bulut'un sağlığında davaya konu taşınmazını mirasdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini ileri sürmüş; pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
İddianın belirtilen niteliği ve içeriği itibariyle davada 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararında ifadesini bulan "muris muvazaası" hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
Bilindiği üzere, bu tür davalarda uyuşmazlığın sağlıklı ve adil bir çözüme kavuşturulması davalılara yapılan temlikin gerçek yönünün; diğer bir deyişle, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmasını zorunlu kılar. Bunun için de, Mahkemece, gösterilen delillerin eksiksiz olarak toplanıp, değerelndirilmesi gerekir. Esasen; değinilen hususun gözardı edilmesi HUMK.nun öngördüğü tahkik ve değerlendirme kurallarına aykırılık teşkil eder.
Somut olayda; davacıların muvazaalı telik yapıldığı hakındaki iddialarına karşın; davalılar cevap layihalarında (muris taşınmaz satışından elde ettiği gerçek satış bedeli olan 25000 lirayı Salihli Tüccarlarından Necati Yazla'ya vermiş ve senelerce bu paranın gelirinden yararlanmıştır. Davacılardan Cennet ve Zeynep alış verişin gerçekte 25000 liraya yapıldığını 2.11.1972 tarihli harici satış senedini imzalamak suretiyle öğrenmişlerdir...) şeklindeki savunmayı ileri sürmüşlerdir.
Gerçekten, 2.11.1972 tarihini taşıyan bölye bir belgenin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacılar vekili, 9.4.1990 dosyaya havale tarihli dilekçesi ile anılan belgeye karşı sahte evrak düzenlemekten C. Savcılığına başvurulduğunu, tahkikatın devam etmekte olduğunu bildirmiş bulunmaktadır.
O alde, C. Savcılığınca yürütülen soruşturmanın üzerinde durulması, sonucunun belgeyi nasıl etkileyeceğinin ortaya çıkarılması, ondan sora tüm delillerin birlikte ele alınıp değerlendirilmesi suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken,( 2.11.1972 tarihli belge yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadan ve bunun (belgenin) verilecek hükmü etkileyip, etkilemeyeceği tartışılmadan yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yagrılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekillerini temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 18.9.1991 gününde oyçokluğuyla karar verildi.