Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/314
K: 1991/385
T: 19.06.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Adana 2. İcra Tetkik Mercii)nce itirazın kaldırılmasına, tazminat talebinin reddine dair verilen 26.9.1988 gün ve 1988/1323-1649 K. sayılı kararın incelenmesi davacı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 13.6.1989 gün ve 1989/137-8819 sayılı ilamı ile; (... 2 Mayıs 1985 tarihinden sonra yapılan takipler de uygulanması gerekli İİK.nuna (3494 sayılı Kanunla eklenen) 68/b maddesi hükmü nazara alınmadan itirazın kesin yerine geçici kaldırılmasına ve İİK.nun 68. maddesi son fıkrası gereğince talep mevcut olduğu halde tazminata hükmedilmemesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı alacaklı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, gönderilen örnek 49 numaralı ödeme emrine borçlu tarafından, İcra İflas Kanunu'nun 62. maddesinde yazılı süre içinde icra dairesine itiraz edildiği takdirde, aynı Kanun'un 66/1. maddesi hükmüne göre takip durur. Bu durumda, elinde İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden biri bulunan alacaklının önünde iki yol vardır. Alacaklı, itirazın iptali için genel hükümler dairesinde mahkemeye başvurabileceği gibi, İcra Tetkik Mercii Hakimliği'ne dava açarak itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesini de talep edebilir.
İtirazın kesin olarak kaldırılması yöntemi ve dayanak belgelerin niteliği İİK.nun 68. maddesinde yazılıdır. Dikkat edilecek olura maddenin başlığında (itirazın kesin olarak kaldırılması)ndan söz edilmektedir. Alacaklının, anılan istekle icra tetkik merciine başvurabilmesi ve talebinin başarıya ulaşabilmesi için takibin (...imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını mutazammın bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye) dayalı olarak başlatılması gereklidir.
Bu durumda, icra tetkik merciince "borçlunun itirazının kesin olarakkaldırılmasına" karar verilir. Bu kararla alacaklı, itiraz ile duran takibe devam edilmesini ve sonunda borçlunun mallarının haczini isteyebilir. Sadece kararın temyiz edilmiş olması halinde satış işlemi İİK.nun 364/3. maddesi gereğince yapılamaz. Bir başka deyişle kesin kaldırma kararı ile borçlunun ödeme emrine yaptığı itiraz, hükümden düşürülmüş ve alacaklıya takibe devam imkanı sağlanmış olmaktadır.
Borçlu, hakkındaki takibin dayanağı olan belge altındaki imzaya itiraz etmişse, bu takdirde alacaklı tarafından İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davası açılarak genel mahkeye başvurulabileceği gibi, İcra Tetkik Mercii Hakimliği'nden borçlunun imzaya yönelik itirazının geçici olarak kaldırılması da talep olunabilir. İİK.nun 62-68/a maddelerinde belirlenen yöntem içerisinde yapılacak inceleme sonunda imzanın borçluya ait olduğu saptanırsa, borçlunun itirazı, "geçici olarak" kaldırılır. Bu karara rağmen alacaklı, itirazla durmuş olan icra takibinin devamını isteyemez. İcra takibi borçlunun 7 günlük süre içinde borçtan kurtulma davası açması halinde dava sonuna kadar durmakta devam eder. İİK.nun 69. maddesine göre geçici kaldırma üzerine sadece, "geçici haciz" isteminde bulunabilir. Borçlu yedi gün içinde dava açmazsa, itirazın geçici kalıdırılması kararı ve geçici haciz kesinleşir.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalara göre, itirazın kesin veya geçici olarak kaldırılması ibareleri farklı hukuki sonuçlar doğuran ve yanlış uygulamalara sebep olunmaması için özenle seçilip hatasız kullanılması gereken deyimlerdir. Yerel mahkemece hem kısa karada ve hemde gerekçeli kararın son bölümünde itirazın geçici olarak kaldırıldığının yazılmasına karşı yine gerekçeli karar içindeki itirazın kaldırılmasına" şeklindeki sözcüklere dayanılarak kendi içinde çelişkili bu hükmün özel dairece bozulması üzerine, dil kurallarından vs. den bahisle eski hükümde direnilmesi yasaya ve takip hukuku kurallarına aykırı bulunmaktadır.
İnkar tazminatına yönelen direnmeye gelince;
İcra takibinin dayanağı İİK.nun 68/b maddesinde yazılı kredi sözleşmesidir. Yasaya 3494 sayılı Kanun'la konulan İcra İflas Kanunu'nun 68/b maddesi, yürürlükten kaldırılan 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 90. maddesinin kısmen değiştirilmiş şeklidir. Kredi kurumları (Bankalar) tarafından düzenlenen kredi sözleşmelerindeki dönemler sonunda noter aracılığıyla borçluya tebliğ edilen hesap özetlerine, bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde, krediyi kullanan tarafa, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile krediyi kullandıran (banka) tarafından usulüne uygun olarak düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden sayılırlar. İİK.nun 68/b maddesi, takip dayanağının niteliği yönünden 68. maddeye yollama yaptırmıştır. Bu yollama nedeniyle alacaklı, itiraz üzerine merciden anılan belge nedeniyle itirazın kesin olarak kaldırılmsına karar verilmesini isteyebilecektir. Böyle olunca itirazın kaldırılması davası İİK.nun 68. maddesinde yazılı yönteme göre sürdürülüp sonuçlandırılır. Anılan maddenin son fıkrası ise alacaklının talebi halinde ve itirazın kaldırılması üzerine borçlunun inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerektiğini hüküm altına almıştır.
O halde, özel daire bozma ilamında da değinildiği üzere İİK.nun 68/b maddesine yanlış anlam verilerek itirazın kesin olarak kaldırılması gerekirken geçici olarak kaldırılması ve 68/b maddesindeki yollama nedeniyle, 68/son maddesi gereğince ve talep de mevcut olduğu halde tazminata hükmedilmemesi isabetsizdir.Bu yüzden direnme kararı bozulmalıdır.
 
  SONUÇ :Davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.6.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini