 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/313
K: 1991/384
T: 19.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2. İcra Tetkik Merciince itirazın kaldırılmasına, tazminat talebinin reddine dair verilen 26.9.1988 gün ve 1988/1326-1651 K. sayılı kararın incelenmesi davacı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 26.9.1988 gün ve 1989/135-8817 sayılı ilamı:
( ..2 Mayıs 1985 tarihinden sonra yapılan takiplerde uygulanması gerekli İİK.nuna (3494 sayılı kanunla eklenen) 68/b maddesi hükmü nazara alınmadan itirazın kesin yerine geçici kaldırılmasına ve İİK. 68. maddesi son fıkrası gereğince talep mevcut olduğu halde tazminata hükmedilmemesi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İcra takibinin dayanağı İİK.nun 68/b maddesinde yazılı kredi sözleşmesidir. Yasaya 3494 sayılı kanunla konulan İcra İflas Kanunun 68/b maddesi, yürürlükten kaldırılan 3282 sayılı Bankalar Kanununun 90. maddesinin kısmen değiştirilmiş şeklidir. Kredi kurumları (Bankalar) tarafından düzenlenen kredi sözleşmelerindeki dönemler sonunda noter aracılığıyla borçluya tebliğ edilen hesap özetlerine, bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde, krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile krediyi kullandıran banka tarafından usulüne uygun olarak düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden sayılırlar. İİK.nun 68/b maddesi, takip dayanağının niteliği yönünden 68. maddeye yollama yapmıştır. Bu yollama nedeniyle alacaklı, İtiraz üzerine merciden anılan belge nedeniyle itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesini isteyebilecektir. Böyle olunca itirazın kaldırılması davası İİK.nun 68. maddesinde yazılı yönteme göre sürdürülüp sonuçlandırılır. Anılan maddenin son fıkrası ise alacaklının talebi halinde ve itirazın kaldırılması üzerine borçlunun inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerektiğini hüküm altına almıştır.
O halde, özel daire bozma ilamında da değinildiği üzere İİK.nun 68/b maddesindeki yollama nedeniyle, 68/son maddesi gereğince ve talepte mevcut olduğu halde tazminata hükmedilmemesi isabetsizdir. Bu yüzden direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı alacaklı vekili temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 19.6.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.