 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/2-626
K: 1992/48
T: 12.2.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BAĞIŞLAMADAN DÖNME ( Fiilen Gerçekleşmiyen Evlilik Sebebiyle Alınan Ziynet Eşyaları )
- BOŞANILAN EŞE ALINAN ZİYNET EŞYALARI ( Evlilik Birliği Fiilen Gerçekleşmemişse Bağışlamadan Dönme Kapsamında Değerlendirileceği )
- FİİLEN GERÇEKLEŞMİYEN EVLİLİK ( Boşanılan Eşe Alınan Ziynet Eşyalarının İadesi Talebi )
818/m.244
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat ve hibeden rücu" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Alaşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.9.1989 gün ve 1988/265-1989/163 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.6.1991 gün ve 7052-9582 sayılı ilamı:
( .. Davada olayları açıklamak taraflara hukuki tavsif ise mahkemeye aittir. Evli bulunan tarafların boşandıkları ve evlenme sırasında davacı tarafından davalıya alınan ( bağışlanan ) altın ziynet eşyalarla ilgili olarak evlilik birliği fiilen gerçekleşmediği için davacının bağıştan geri döndüğü eşyalarını ( bağışladıklarının ) bedelini talep ettiği anlaşılmaktadır. Öyleyse mahkemece yapılacak İş Borçlar Kanunun 244/2. maddesi çerçevesinde delilleri toplanıp değerlendirerek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ve davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile isteğin reddi usul ve kanuna aykırıdır. Temyiz incelemesi sırasında bu bağış gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılması ve kararın gösterilen gerekçeyle bozulması gerekmiştir.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 12.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.