 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/246
K: 1991/339
T: 05.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "Nesep tashihi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KARTAL 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 26.5.1989 gün ve 1987/376 - 1987/550 sayılı kararın incelenmesi Davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.2.1990 gün ve 9366-1803 sayılı ilamı: (... Davada olayları açıklamak taraflara hukuki tavsif ise mahkemelere aittir. Dava dilekçesinde açıklanan olaylar karşısında davacıların isteğinin babalarının Ahmet Kavak olduğunun tesbiti bulunduğu kuşkusuzdur. Bu niteliği itibarı ile de dava babalığa ilişkindir.Bu durumda babalık davalarında mahkemelerce re'sen (kendiliğinden) gözönünde tutulması gerekir. Bir yıllık hak düşürücü sürenin (M.K. 296) geçmiş bulunması karşısında davanın reddedilmesi gerekirken hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca inelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : M.K.nun 7. bab 2. faslında yer alan ve nesebin hakim hükmü ile düzeltilmesini düzenleyen 249. maddesinde, birbirleriyle evlenmeyi vaad edip de, birinin vefatı veya evlenme ehliyetinin zevali sebebiyle evlenemeyen ana babadan doğan çocukların nesebi, diğerinin talebi veya çocuğun müracaatı üzerine hakim tarafından düzeltileceği hükmü getirilmiştir. Somut olayda da davacılar açıkça anneleri hanesinde, gerçek babaları da gösterilmek suretiyle, nüfusta kayıtlı bulunduklarını ileri sürerek baba hanesine nakil suretiyle nesebin tashihini istemişlerdir. Bu istekli açılan davalarda süre söz konusu değildir.
Yasa koyucunun, 1933 yılından beri hemen her 5-6 yıldı bir çıkardığı kanunlarla, evlilik dışı doğan çocuklarının neseblerinin düzgün hale getirilmesi için, imkan tanıdığı da gözardı edilemeyecek bir olgudur. Olayın özellikleri ve dava dilekçesinin içeriğine göre isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. O itibarla yerel mahkemece davanın bu yolda yapılan nitelendirilmesi doğrudur. Ne var ki, işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden dosya gerekli inceleme yapılmak üzere dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın incelenmesine ilişkin direnme uygulanmasa da, hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.