 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/239
K: 1991/353
T: 12.06.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ESKİŞEHİR 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 14.11.1990 gün ve 1990/1149-1337 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25.12.1990 gün ve 1990/16200-16426 sayılı ilamı; (... BK. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasının kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananın sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları, taşınmazı istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen 30 günlü süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masraf kiracıya olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödemede geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda; Davacı muaccel kira alacaklarını 30 gün içinde ödenmesi için 22.8.1990 keşide, 29.8.1990 tebliğ tarihli ihtarlı ödeme emri göndermiştir. İhtarla ödeme emrinde verilen 30 günlü süre beklenmeden 13.9.1990 tarihinde temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden dava açıldığına göre tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken temerrüt olgusunun kabulü ile tahliyeye karar verilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
Taşınmazın cinsi BK. 260. maddesindeki temerrüt olgusunu etkilemez. Sadece kira müddetinin süresi ekli süresinde 6 aydan kısa olduğu ileri sürülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yenide yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve doyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.