 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/238
K: 1991/319
T: 29.05.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KONYA 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 11.10.1990 gün ve 1990/469 - 1990/1017 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.12.1990 gün ve 15084-15854 sayılı ilamı; (... İşyerine ilişkin tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte, hiç olmazsa çalışılan yerle eşdeğer vasıfta bulunması gerekir. Eşdeğerlik halinde mülkiyet hakkının üstünlüğü nazara alınarak aynı işin kiralanandan yapılmasına ihtiyaçlının tercihi esas alınır. Tehdit ve üstünlük koşullarından birinin varlığı kabulü için yeterlidir. İkisinin birarada bulunması gerekmez.
Tahliye tehdidinin varlığı ileri sürülmemişse mahkemece bu cihet re'sen araştırılmaz. Çünkü mahkemenin ileri sürülmeyen bir husus hakkında inceleme yapması mümkün değildir. Ancak açıkça kiralanın üstün vasıfta olduğu belirtilmese dahi ihtiyaç iddiasının içinde bu isteğin varlığını kabul etmek gerekir. Üstünlük vasfı uzman bilirkişi aracılığı ile halen ihtiyaçlının çalıştığı yer ile kiralanandan keşif yapılarak yapılacak iş yönünden her iki işyerinin kıyaslanması suretiyle sağlanır.
Olayımızda; Davacının kirada oturduğu ve meslek ve sanatını kiralık bir yerde sürdürdüğü uyuşmazlık konusu olmadığı gibi tahliyesini istediği dava konusu yerin daha üstün nitelikte olduğu bilirkişi gözlemi ile doğrulanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere mülkiyet hakkının üstünlüğü sebebiyle eşit durumda bulunması bile tahliye sebebi sayılmamıştır. Buna rağmen yazılı düşüncelerle davanın reddedilmesi isabetli görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarında, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan geretirici nedenlere ve özellikle iktisap sebebine dayalı tahliye isteklerine 6570 sayılı gayrimenkul kiraları hakkındaki kanunun 7/6 maddesinde, karşı tarafa ihtar için bir aylık süre öngörülmüştür. Olayda davacı, dava konusu taşınmazı 2.10.1989 tarihinde kayden ikisap etmiş ve davalıya çektiği ihtarda, 2.11.1989 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yasada bir hakkın kullanılması için öngörülen sürenin ay olarak belirilmesi halinde bunun hesabının, İİK. Md. 19, BK. Md. 76, HUMK.nun 161/2. maddelerine göre takip edilen ayın aynı günü mesai saati sonu esas alınarak yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. O itibarla olayda da anılan isteğe dayalı ihtarın süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 29.5.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.