 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/19-19
K: 1991/118
T: 20.3.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KESİN HÜKÜM ( Kurum İşleminin İptali İle İlgili Dava Açılmasına Rağmen Dava Tarihine Kadar Ödenmeyen Aylıkların Tutarının İstenmemiş Olması )
- KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ ( Haksız Olarak Yaşlılık Aylığının Kesilmesi Nedeniyle )
- YAŞLILIK VE ÖLÜM SİGORTASINDAN AYLIKLAR ( Kurum İşleminin İptali İle İlgili Dava Açılmasına Rağmen Dava Tarihine Kadar Ödenmeyen Aylıkların Tutarının İstenmemiş Olması )
506/m.60
1086/m.237/94,2
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 03/04/1990 gün ve 1989/2331-1990/1680 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 27/09/1990 gün ve 4278-7855 sayılı ilamı:
( ...Davada, 01/05/1985 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığının 15/07/1987 tarihinde kesilmiş olması nedeniyle 15/07/1987 tarihinden dava tarihine kadar ödenmeyen aylıklar tutarının hak edildiği tarihlerden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte tahsili istenmiştir.
Davalı açılan 89/252 esas sayılı dava sonunda Kurum işleminin iptaline, kesildiği tarihten itibaren aylık bağlanmasına karar verildiğini, kararın kesinleşmesi beklenmeden açılan bu davanın, derdestlik ve temerrüde düşürülmemiş olmaları nedeniyle reddi gerektiğini def'an dermeyan etmiş, dava mahkemece red olunmuş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, borçlanma ve aylığın iptali işleminin iptali ve sataşmanın önlenmesi hakkında Kurum aleyhine dava açmış, 31/10/1989 tarih 252/1367 sayılı Kararla "... aylık kesme işleminin iptaline ve davacıya yeniden kesildiği tarihten itibaren anlaşmazlığın giderilmesine karar verilmiş, 07/11/1989 tarihinde ise bu dava açılmıştır.
Davalı vekili ilk celsede derdestlik def'inde bulunmamış, 14/12/1989 tarihli esas hakkında yazılı cevabından sonra 15/03/1990 tarihli dilekçesi ile derdestlik itirazında bulunmuştur. Derdestlik def'i yasal süresinde yapılmadığından her iki davanın tarafları, sebebi ve konusunun aynı olup olmadığı üzerinde durulmadan davanın esası hakkında karar verilmesi gereği açıktır.
Aylığın haksız olarak 15/07/1987 tarihinde kesildiği kesinleşen 31/10/1989 tarih 252/1367 sayılı kararla sabit olduğuna göre 15/07/1987 tarihinden dava tarihine kadar ödenmeyen aylıklar tutarından alacaklı olduğu her bir aylığın yasal olarak ödenmesi gereken tarihten dava tarihine kadar faizini isteyebileceği ortadadır.
1989/252 Esas sayılı dava sadece Kurum işleminin iptali ve sataşmanın önlenmesi istenmiş, dava tarihine kadar ödenmeyen aylıkların tutarı ayrıca talep ve dava olunmadığından bu dava açılmıştır. 89/252 esas sayılı davada ayrıca dava tarihine kadar ödenmeyen aylıkların tahsili istenebileceği gibi, sonradan açılacak dava ile de talep edilebileceği kuşkusuzdur. Dava konusu ve müddeabih aynı olmaması nedeniyle önceki karar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden bu davanın kesinleşen karar doğrultusunda kabulüne engel bir durum bulunmamaktadır. Davalının açık bir kabulü de bulunmadığından HUMK.nun 94/2. maddesinin de uygulama yeri yoktur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden davanın reddedilmiş, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 20/03/1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.