 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1991/11-5
K. 1991/402
T. 03.07.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.12.1988 gün ve 3847-4742 sayılı kararın incelenmesi davalılardan R.Ö. vekili ile ... Bankası vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.04.1989 gün ve 2083-2158 sayılı kararı; ( ...Dairemizce 26.06.1984 tarihli davacı lehine ilk bozma ilamı karar düzeltme üzerine ittihaz edilen 07.12.1984 tarihli kararla ortadan kaldırılarak, davalılar R.Ö. ve ... Bankası hakkındaki davaların reddi gerekeceği gerekçesi ile bozulmuş, ancak mahkemece Dairenin karar düzeltme kararındaki bozma kararına uyulmadığı ve 26.06.1984 günlü ilk bozma kararına uyulmak koşulu ile ilk kararında direndiğine ilişkin 10.04.1985 günlü karar ittihaz edilmiş, bu karara karşı genel kurulca ortada bir direnme kararı bulunmayıp yeni bir karar bulunduğundan bahisle dosyanın Dairemize gönderilmesine, 15.10.1986 tarihinde karar verilmiş, Dairemizce de Mahkemenin ya 07.12.1984 günlü karar düzeltme kararı ile yapılan bozmaya uyulması ya da ilk kararda ısrar edilmesi şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekeceğinden bahisle 31.03.1987 tarihli bozma yapılmış, bu bozma üzerine mahkemece bozmaya uyularak 30.12.1983 günlü kararında direnilmiştir. Bu direnme üzerine dosya genel kurula gitmiş, genel kurul 01.06.1988 gün ve 1988/11-23-448 sayılı kararı ile genel kurulca da benimsenen Özel Dairece bozma kararına uyulmak gerektiğinden bahisle mahkemenin direnme kararını bozmuştur. Dairenin 26.06.1984 günlü bozma kararı, karar düzeltme üzerine alınan 07.12.1984 günlü bozma kararı ile ortadan kaldırılmış bulunmasına göre, ortada tek bir bozma kararı mevcut ve kalmış olup o da 07.12.1984 tarihli karar düzeltme üzerine ittihaz edilmiş bulunan bozma İlamıdır. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulunun 01.06.1988 tarihli kararında uyulması gerektiğini bildirdiği bozma kararı dairenin 07.02.1984 tarihli bozma kararıdır. Ancak ne var ki 01.06.1988 günlü Hukuk Genel Kurul kararının özet kısmında sadece 26.06.1984 günlü ilk bozmadan bahsedilmiş olduğu cihetle mahkeme bu özel kısmına bakarak yanılmış ve Hukuk Genel Kurulu`nca sanki ilk bozmaya göre karar verilmesi gerektiği lüzumu belirtilmiş gibi usul hükümleri gereğince ortadan kalkmış bulunan 26.06.1984 günlü ilk bozma gibi hüküm tesis etmiştir.
Açıklanan bu durum karşısında Hukuk Genel Kurulu`nun bozma kararı gereğince Dairemizin 07.12.1984 gün ve 1984/5450-6102 sayılı bozma kararı uyarınca davalılar ... Bankası ve R.Ö. hakkındaki davaların reddine karar verilmek gerekirken, Hukuk Genel Kurulu`nun bozma kararına yanlış anlam verilerek usulen ortadan kalkmış bulunan 26.06.1984 günlü ilk bozma kararı yönünde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Mahkemece olayda davacıya karşı, davalıların müşterek sorumlu oldukları, ayrıca davacının da, tedbirsizliği nedeniyle muterafik kusuru bulunduğu gözetilerek, belirlenen 8.568.000 lira tazminatın davalılardan alınmasına dair verilen karar, Özel Dairece "Davacının tedbirsizliği bulunsa bile, bu hususun, kasdi eylemi gerçekleştirenlerin ve onları istihdam edenlerin sorumluluğunu azaltacak ve BK.nun 44. maddesinin uygulanmasını gerektirecek müterafik kusur olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı vurgulanarak, Davalıların, zararın tamamından sorumlu tutulmaları" gereğine işaretle bozulmuştur.
Bozma kararına karşı süresinde davalılardan banka şube müdürü R.Ö. ile Bankanın karar düzeltme isteğinde bulunmaları üzerine ise, Özel Daire bu davalılar yönünden bozmanın "Tazminattan sorumlu tutulmalarına" ilişkin hüküm kısmı kaldırılarak, haklarındaki davanın reddedilmesi gereği belirtilmek suretiyle yeni bozma yapılmıştır.
Yerel mahkemece, yukarıda sözü edilen iki davalı yönünden karar düzeltme isteklerinin kabulü ve haklarındaki davanın reddini öngören bozma kararı esas alınarak önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca da, direnme kararı iki davalı yönünden ilk bozma kararına göre değil, bu karara karşı başvurulan karar düzeltme üzerine yapılan yeni bozmaya yönelik olarak incelenmiş ve Özel Dairenin bu bozma kararı aynen benimsenmiştir.
Ne var ki Hukuk Genel Kurulu kararında iki davalı yönünden ilk bozma kararı, karar düzeltme isteğinin kubulü ile ortadan kaldırıldığı ve değiştirildiği açık bir olgu olduğu halde, yine ona yer verilmiştir. Bu durumun maddi yanılgıdan kaynaklandığı duraksanmayacak kadar açıktır.
Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının, ilgilisi yönünden, usuli kazanılmış hak sağlamayacağı da tüm yargısal kararlarda hiçbir sapma göstermeden uygulanagelen temel bir usul kuralıdır.
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılardan, R.Ö. vekili ile Banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, oybirliiğiyle karar verildi.