 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/11-284
K: 1991/380
T: 19.6.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KOOPERATİFE YENİ ORTAK ALINMASI ( Yeni Ortaklardan Fazladan Bir Bağış İstenmesi ve Eşitlik Prensibine Uygunluğu )
- BAĞIŞ İSTENEREK ÜYE KAYDININ EŞİTLİK İLKESİNE UYGUNLUĞU ( Kooperatifin Boşalan Üyeliklerine )
- EŞİTLİK PRENSİBİ ( Kooperatife Yeni Üye Kaydında Diğer Üyelerin Yatırdığının Yanısıra Ek Bağış Talebi )
1163/m.23,27
DAVA : Taraflar arasındaki "Üyeliğin tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.12.1989 gün ve 1989/708-1989/1787 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.12.1990 gün ve 1461-8392 sayılı kararı: ( ... Davacının davalı kooperatif hesabına 4.3.1988 tarihinden 21.2.1989 tarihine kadar toplam 7.300.000 TL. ödemede bulunduğu, bu ödemelerin davalı defter ve kayıtlarına işlendiğini, davacının bu ödemeleri ortaklık koşullarını yerine getirmek amacıyla yaptığı hususları bilirkişi raporu ve dosya içeriği ile sabit olmuştur. Davalı kooperatif yönetim kurulunun 25.5.1988 tarihli kararı ile, boş olan iki üyeliğe 7.000.000 TL. bağış ile, o tarihe kadar diğer ortakların yatırdığı miktarı ödemeyi kabul edenlerin ortaklığa alınmasına karar verilmiştir. Davacının ortaklık koşullarını yerine getirmek amacıyla ödemeye başladığı tarih 4.3.1988 tarihi olup, yönetim kurulunun belirtilen kararından öncedir ve bu ödemeleri bir seneye yakın süre devam etmiştir.
Bu durumda davacının kooperatife yazılı bir başvuruda bulunduğu ispat edilememiş olmasına ve kooperatif yönetim kurulunun davacıyı ortaklığa kabul kararı da bulunmamasına rağmen açık kapı ilkesi uyarınca davacı boş olan üyeliklerden birine davalı kooperatifçe ortak olarak alınmalıdır. Ancak, taraflar arasındaki uyuşmazlık daha önceki ortakların yaptıkları ödemeler miktarı toplamından ayrı olarak davalı kooperatif yönetim kurulunca bağış veya faiz adı altında son olarak toplam olarak istenen 18.627.731 TL.nin davalı kooperatifçe istenebilip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı kooperatif, Kooperatifler Kanununun 23. maddesi gereğince tüm ortaklar arasındaki hak ve vecibelerde eşitliği sağlamakla yükümlüdür. Hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi doğrultusunda kooperatife kuruluşundan beri ortak olan şahısların yaptıkları ödemeler miktarı ile, daha sonra ortak olmak isteyen şahısların ödeyeceği miktarın, aradan geçen süre içerisinde paranın değer kaybetmesi nedeniyle aynı miktarda bir ödeme olması eşitlik ilkesine uygun olmayabilir. Bu nedenle davalı kooperatifin boş bulunan üyelik için sonradan ortak olmak isteyen davacıdan, üyelik aidatları ile ilgili ödemelerden ayrı olarak bağış adı altında ek bir ödeme isteminde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı gibi aksine ortaklar arasında eşitlik sağlamaya yönelik bu işlem kabul edilebilir. Ancak, davalı kooperatifin bu konudaki istemi de keyfi bir miktar olmamalıdır. Diğer ortakların yatırdığı paraların tutarı, zamanı ve süresi ile zaman içinda paranın değer kaybı nazara alınmak suretiyle bu tutarın hesaplanması gerekmektedir. Davalının bağış adı altında talep ettiği miktar uyuşmazlık konusu olarak mahkemeye intikal ettiğine göre, uyuşmazlık konusu bu miktarın diğer ortakların yatırdığı ödemeler miktarına göre eşitlik ilkesi uyarınca fazla olup olmadığı ve ne miktar istenebileceği mahkemece tesbit edilmelidir.
Bu nedenle mahkemece, diğer ortakların yatırdığı ödemeler miktarı kooperatif kayıtlarından tespit edilerek, bu ödemeler miktarına göre eşitlik ilkesi uyarınca davalının bağış adı altında istediği miktarın fazla olup olmadığı, ne miktar ödeme istenebileceği gerekirse bilirkişi vasıtasıyla saptanarak davalı yanca davacıya bu konuda daha önce bir bildirim yapıldığına dair bir belge de ibraz edilmediğinden, davacıdan saptanacak bu miktarı davalı kooperatife ödemek isteyip istemediği sorularak, ödemek istediği takdirde davacıya bu konuda münasip bir süre verilerek bu süre içerisinde saptanan fark ödendiği takdirde davanın kabulüne, aksi takdirde ise davanın reddine karar verilmek gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara; bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, her ne kadar direnmeye esas olan ilk kararda, ödemelerin yeterli düzeyde olmaması halinde davalı Kooperatifin yasal yollara başvurarak davacıyı ihraç edebileceği sonucuna varılmışsa da, bu görüşün kabulü mümkün değildir. Zira 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 27. maddesi hükmü uyarınca bir ortağın, parasal yükümlülüklere uymaması nedeniyle ihraç edilebilmesi için borç miktarının ya anasözleşmede belirtilmiş olması, veyahut da Genel Kurul`ca alınmış ve kesinleşmiş bir kararla bu borcun kesin olarak saptanmış olması gerekir. Oysa davacı, davalı kooperatife yeni bir ortak olarak gireceğine ve gerek anasözleşmede gerekse Genel Kurul`ca bu konuda alınmış bir karar mevcut olmadığına göre, uyuşmazlığın ortaklığa giriş aşamasında çözümlenmesi zorunludur. Bu durumda uyuşmazlık kendisine intikal eden mahkemece davacıdan, eşitlik ilkesi uyarınca davalı kooperatifin ne miktar para isteyebileceği araştırılıp saptanması gerekir. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.