Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/107
K: 1991/168
T: 03.04.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "ihbar ve kıdem tazminatı ve fazla mesai ücretine" ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.4.1990 gün ve 1985/997- 1990/334 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 8.11.1990 gün ve 7464-11901 sayılı ilamı ( ...Mahkemece, davacının 1975-1985 yılları arasındaki çalışması işçilikte geçmiş gibi kabul edilerek, hüküm tesis edilmiş ise de, davacının 1966 doğumlu olduğu 1975 yılında 9 yaşında bulunduğu görülmektedir. 1475 sayılı iş Kanununun 67 ve 80. maddeleri de dikkate alınmak suretiyle 13 yaşından sonraki hizmetlerinin değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken 13 yaşını doldurduğu tarihten önceki sürenin hesaplara dahil edilmesi doğru değlidir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca inclenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Davacı, davalıya ait işyerinde 15.6.1975 tarihinden beri çalışmakta iken 13.4.1985 tarihinde hizmet akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti olarak toplam 709.000 TL.nin  davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının iddia edilen dönemde değil, 10.7.1984-31.3.1985 tarihleri arasında işyerinde çalıştığını, istenen hakların dayanıksız olduğunu, zamanaşımına uğradığını, davacının yaşı itibariyle işçi sayılamayacağını savunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 1966 doğumlu olan davacı, hizmet sözleşmesinin sona erdiği 13.4.1985 tarihinden 19 yaşında olup 13 yaşından sonraki çalışması üç yıldan fazladır. Bu durumda ihbar tazminatının sekiz hafta üzerinden hesaplanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan fazla mesai ücreti, zamanaşımına def'i dikkate alınarak davacının 13 yaşını doldurduktan sonraki 28.6.1980 - 13.4.1985 tarihleri arasındaki süre için hesaplanmıştır. Özel Dairece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutularak yerel mahkeme kararının ihbar tazminatı ve fazla mesai ücretine ilişkin bölümü, ilamın 1. bendi kapsamına alınmış ve dolayısıyla bu hak türleri bozma kararı dışında bırakılmıştır. Yerel mahkeme kararının sadece kıdem tazminatına ilişkin bölümü usulu ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. Belirtilen nedenlerle direnme kararında ihbar tazminatı ve fazla mesai alacağı ile ilgili açıklamaları dosya içeriğiyle bağdaşmamaktadır. Bu durumda yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; sadece kıdem tazminatının hesabında 13 yaşından önceki çalışmaların değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
7.11.1982 günlü, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, önceki 1961 Anayasası gibi, güçsüzlerin ve çocukların korunması için, Devleti gerekli tedbirleri almakla yükümlü tutmuştur. 25.8.1971 günlü, 1475 sayılı iş Kanununda, bu Anayasal buyruk doğrultusunda kücüklerin beden ve ruh sağlığı koruyucu ayrıntılı kurallara yer vermiştir. Gerçekten anılan yasanın 67. maddesinin birinci fıkrasında 15 yaşından aşağı çocukların çalıştırılmaları yasaktır" biçiminde genel ilkeyi koyduktan sonra, ikinci fıkrasında "Ancak çocukların sağlık ve gelişmelerine, okul veya mesleki eğitim ve mesleğe yöneltme programlarına devamlarına yahut öğrenimden faydalanma kabiliyetlerine zarar vermeyecek nitelikteki hafif işlerde 13 yaşını doldurmuş çocukların çalıştırılmaları mümkündür" hükmüne yer vermiştir. Görüldüğü gibi 67. madde, 15 yaşından küçüklerin çalıştırılmalarını yasaklamakla birlikte istisnai olarak hafif işlerde 13 yaşını doldurmuş çocukların çalışmalarına olanak tanımaktadır. Bu kurallara göre iş Kanunu, çalışma yaşının alt sınırını 13 olarak saptamıştır. Aynı yasanın 80. maddesinde de, 13 den 18 yaşına kadar çocukların doktor raporu olmadan  çalıştırılmalarını yasaklamakta ve bunların en az altı ayda bir doktor muayenesinden geçirilmelerini kurala bağlamaktadır. Bu kurallara aykırı davranışlar için de, 100. maddede cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Küçüklerin belli bir yaştan önce çalıştırılmaları yasağını koyan iş Kanununun bu kuralları koruyucu nitelikte olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Bu kurallar uyarnıca, 15 yaşından ve kimi koşullarda hafif işlerde 13 yaşından küçük çocuklarla hizmet sözleşmesi kurulması olanağı yoktur. Böyle bir sözleşme yapıldığı takdirde baştan itibaren geçersizdir. Anılan buyurucu kurallara aykırı biçimde yapılan bir hizmet sözleşmesinin ya da görülen hizmetin İş Kanununun kapsamı dışında kalması kaçınılmazdır. Böyle bir çalışmanın çıraklıkta geçmiş sayılması düşünülebilirse de, bunun için de yöntemine uygun biçimde çıraklık sözleşmesi düzenlenmesi zorunluluğu vardır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, 931 sayılı İş Kanununda olduğu gibi, 1475 sayılı İş Kanunu da 18 yaşını bitirmemiş çırakları kapsamına almamıştır. Bu nedenledir ki, 18 yaşına kadar çıraklıkta geçen sürenin, kıdem tazminatı hesabında gözönünde tutulması olanağı yoktur.
Bu açıklamaların ışığı altında somut olay ele alınacak olursa; 1966 doğumlu olan davacı işyerinde çalışmaya başlandığını iddia ettiği 1975 yılında 9 yaşındadır. 1975 yılından 13 yaşını doldurduğu 1979 yılına kadar ki çalışması 1475 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında kaldığı için, bu dönemin kıdem tazminatının hesabında gözönünde tutulması mümkün değildir. Bu durumda, sadece 1979 1985 yılları arasındaki sürenin dikkate alınmasıyla yetinilmelidir.
Bu itibarla Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlere, göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazalarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 3.4.1991 gününde oycokluğu ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini