 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/10
K: 1991/99
T: 27.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA:Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen .11.1988 gün ve 130 - 889 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 15. Hukuk dairesinin 31.10.1989 gün ve 486 - 4564 sayılı ilamı:
(... Taraflar arasındaki düzenleme suretiyle kat karşılığı inşaat mukavelesinin 2. maddesinin 4. fıkrasında aynen "müteahhide devir olunan arsa hisseleri, karşılığında daire almak kaydıyla verilmiş olduğundan müteahhit kendine devredilmiş bulunan arsa hisselerindeki ipotek, arsa sahibi tarafından kaldırılmadıkça bu hisseler üzerinde satış, temlik, ipotek, hibe, haciz, teminat vs. gibi şekillerde anlaşmayı bozucu tasarruflarda bulunamaz. Sebebiyet veremez. Aksi halde müteahhit bu şekilde mualemeye tabi kalan arsa hisselerine tekabül eden dairelerin o günkü rayiç değeri ile ayrıca bunun yarısını cezai şart olarak arsa sahibine ödeyecektir, denilmiştir. Davacı tarafça yaptırılan tesbitte kaba inşaatın bitmediği saptanmıştır. Sözleşmedeki ipoteğin kaldırılması başlıklı paragrafın (a) bendinde aynen "binanın betonarmesi bitirilip duvarlar örülüp çatı kiremitleri örtüldüğünde bir dairenin ipoteğinin kaldırılacağı" öngörülmüştür. Bu durumda Fazilet Soysal'a satılan dairenin satışının yapıldığı tarihte davacı iş sahibinin ipoteği kaldırma borcu doğmamıştır.
Mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak satışı yapılan söz konusu dairenin satış tarihindeki rayiç bedeli saptanarak taleple bağlı kılınmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 27.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.