 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1991/1
K: 1991/81
T: 20.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "nafakanın artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.2.1990 gün ve 49 - 128 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.9.1990 gün ve 5531 - 8649 sayılı ilamı:
(... Dava evlilik birliğinin devamı sırasında hükmedilen tedbir nafakasının arttırılmasına ilişkin olup sonradan gerçekleşen ve kesinleşen boşanma hükmü nedeniyle konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken istek dahi aşılarak boşanma hükmüne konu yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği Görüşüldü:
KARAR:
Davada dayanılan maddi vakıaların bildirilmesi taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir (HUMK.74). Bu nitelemede, dava dilekçesinin içeriği itibariyle davada neyin amaçlandığının gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Dilekçede amaca uygun düşmediği açıkça belli olan değişik anlama gelebilecek bazı sözcüklere yer verilmiş olması niteleme yönünden sonuca etkili olamaz. Somut olayda da temyize konu davanın açıldığı tarihte, taraflar arasında önce görülen dava boşanma ile sonuçlanmış, karar kesinleşmiş durumdadır. Bu aşamada tedbir nafakasının konu edilemeyeceği açıktır. Yine kesinleşen boşanma davasında davacı kadına boşanmadan sonraki dönem için aylık 35 bin lira yoksulluk nafakası tayinine ilişkin karar da kesinleşmiştir.
Temyize konu davada, davacı evvelce tayin edilen nafakanın yetersizliğini ileri sürerek 400 bin liraya çıkarılmasını istemiştir. Mahkemece 35 bin lira olan aylık yoksulluk nafakası 85 bin liraya çıkarılmıştır. Karar yalnızca davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hüküm altına alınan aylık 85 bin lira yoksulluk nafakası, günün ekonomik koşulları ve temyiz edenin sıfatı da dikkate alındığında uygun bulunmuştur. Bu itibarla, yerel mahkemece dilekçede tedbir nafakasından söz edilmesine rağmen isteğin yoksulluk nafakasının artırılmasını sağlama amacına yönelik bulunduğu kabul edilerek uygun miktarda artırma kararı verilmesi doğrudur.
O halde usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 20.2.1991 tarihinden itibaren oybirliği ile karar verildi.