 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/84
K: 1990/213
T: 28.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KAHRAMANMARAŞ Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.12.1985 gün ve 57-658 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 27.4.1989 gün ve 2921-4250 sayılı ilamiyle; (... Bozma karararına uyulduğu halde gereği yapılmamıştır.
Bozma kararında mahkemece dava konusu altınların davalıdan istenip davacının karısı tarafından verilen altınlar olup olmadığı hususunun kesinlikle saptanması istendiği halde bu husus yerine getirilmemiştir.
Bozma gereğinin yerine getirilmesi için davalının uhdesinde bulunduğu anlaşılan altınların, mahkemeye getirilerek davacının eşi ve altınları gören diğer şahitler de celp edilip hem altınların sahte olup olmadığı hem de davalıya emaneten verilen altınlar olup olmadığı hususları kesin olarak saptanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu hususlar ve hükmüne uyulan bozma kararı dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacının, köy muhtarı olan davalıya emaneten 5 adet altın bıraktığı davalının da kabulündedir.
Ancak, kendisinden altınlar istenildiğinde emanette bırakılan altınların sahte olduğu ileri sürülerek aynen geri verilmemiştir. Ne var ki, 1979 yılında bırakılan altınların savunmaya göre bir süre sonra sahte olduğunun anlaşıldığının ileri sürülmesine rağmen bu konuda davanın açıldığı 1985 yılına kadar hiçbir bildirimde bulunulmamıştır. Davacı da temyize konu davada, dava dilekçesinde açıkça emaneten bırakılan altınlar karşılığı olarak 366.000.- liranın verilmesini talep etmiş ve bedele yönelik bu isteğini 14.4.1986 ve 27.8.1986 günlü oturumlarda da aynen tekrarlamış ve bu beyanı duruşma tutanağına alınmıştır. Bu durumda, tüm dosya içeriğine göre sabit olan dava gereğince isteğe uyularak emaneten davalıya verildiği anlaşılan 8 adet altın karşılığı 366.000 liranın davalıdan alınarak davacıya verilmesinin hüküm altına alınması gerekir. O halde bu husus gözetilmeksizin 8 adet sahte altının iadesine dair verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK..nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA (...) 28.3.1990 gününde oyçokluğu ile karar verildi.