 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/73
K: 1990/202
T: 28.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "irtifak hakkının terkini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 2.5.1988 gün ve 145 - 207 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20.12.1988 gün ve 439 - 8553 sayılı ilamı:
(... Dava,irtifak hakkının kaldırılması istemine ilişkindir. 1964 yılında onanan şehir imar planı gözönünde tutulmak suretiyle 19.77.1967 günü 5 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sırasında müfrez 11 parsel sayılı taşınmaz, lehine ve 10 (sonradan 157) parsel sayılı taşınmaz aleyhine 261 m2 lik kısım üzerinde Kuran Kursu binasının estetik görünümü bozmamak şartı ile 11 parsel sahibi sadece otopark tanzimi ve otopark olarak kullanmak üzere irtifak hakkı tesis edilmiştir. Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre 1964 tarihinde onanan şehir imar planına nazaran 261 m2 lik alanın aslında yeşil alana ayrılması gerekirken bu hususun yerine getirilmediği, tapuda irtifak hakkı tesis edilmesine rağmen bu yerde otoparkın yerle birlikte adanın tamamının ticari konut yapımına ayrıldığı ve bu nedenle mezkür taşınmazda 24 metre yüksekliğinde bina yapılabileceği saptanmıştır. Bu durumda irtifak hakkının mucip olduğu külfetin temin ettiği menfaatle karşılaştırılması mümkün değildir. Bu itibarla, mahallinde keşif yapılarak halen yürürlükte bulunan imar planına ve değişen duruma göre, Medeni Yasanın 709. maddesinde öngörüldüğü veçhile irtifak hakkının hadim ve hakim taşınmazlara yüklediği külfet ile sağladığı yararın saptanması, bu hususta keşifte hazır bulundurularak uzman bilirkişilerden gerekçeli rapor alınması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddi, doğru görülmemeiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 28.3.1990 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.