 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/624
K: 1991/40
T: 06.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KARADENİZ EREĞLİSİ Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 5.10.1989 gün ve 1033-797 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 19.1.1990 gün ve 18242-315 sayılı ilamı:
(.. Davacı yaşlı ve rahatsız olup devamlı şekilde İstanbul'a tedavi için gidip geldiğini orda kalacak başka konutu bulunmadığından bugüne kadar otelde ve tanıdıklarının yanında kalmak zorunda bulunduğunu, bundan sonra kendi evinde kalmak istediğini halen de Karadeniz Ereğlisinde kardeşi ile birlikte oturduğunu ileri sürüp taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı davayı kabul etmemiş ve samimiyetsizlik savunmasında bulunmuştur. Aynı binada davacının kısa zamanda boşalacak böyle bir dairesi bulunduğunu ve boşalacak dairesinin de ihtiyacını giderebileceğini ileri sürmüş ve temyiz dilekçesine eklediği belge ile dava konusu dairenin karşısındaki 4 nolu dairenin 16.10.1989 tarihinde boşaldığını bildirmiştir.
İhtiyaca dayalı tahliye davalarında önemli olan ihtiyaç iddiasının samimi ve gerçek olmasıdır. Mutlaka bu ihtiyacın dava tarihinde mevcut olması şart olmadığı gibi dava tarihinde mevcut olan ihtiyacın da dava sonuna kadar devam etmiş olması şarttır. Yani dava tarihinden kısa bir süre sonra doğacak ihtiyacın ciddiliği kabul edilebileceği gibi dava tarihinde mevcut olan ihtiyacın sonradan ortadan kalkması da tahliye isteğini dayanaksız bırakmış olur.
Davacının konut ihtiyacının başlangıçta ciddi olduğu kabul edilse dahi sonradan bu ihtiyacını giderecek diğer bir dairenin boşaldığı belgeye müsteniden ileri sürülmüş davacı da verdiği cevapta buna karşı çıkmamıştır. Bu durumda davanın reddine karar verilmek gerekeceğinden tahliyeye dair hükmün bozulması icap etmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 6.2.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.