 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/573
K: 1991/79
T: 20.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 30.5.1989 gün ve 164-125 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 20.3.1990 gün ve 7807-2443 sayılı ilamıyla; (... Dava su basması nedeni ile uğranılan zararın giderimine ilişkindir. Davacı davalının eylemi ile bu oluşumunun meydana geldiğini ileri sürmüş; davalı kendi sularının aksi istikamette aktığını savunmuştur. Olayın çözümü fen bakımından incelemeyi gerektirdiğinden bu konudaki uzman kişilerin düşüncesine başvurulmuş, bilirkişi iddia doğrultusunda bilgi vermiş, Yerel mahkemece bu düşüncenin doğru olmadığı kanısıyla davanın reddine karar verilmiştir. Oysa mahkemecede olayın çözümünün fen bakımından bilgiyi gerektirdiği benimsendiğine göre bilirkişinin raporu doyurucu bulunmadığı takdirde başka bilirkişi yada bilirkişiler kuruluna inceleme yaptırılmalıdır. Bu yön gözetilmeksizin yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Uyuşmazlık komşuluk hukukundan kaynaklanmaktadır. Taraf evleri yekdiğerine bitişiktir. Arazideki meyil nedeni ile üst tarafta bulunan davalı evinin damına biriken yağmur sularının oluklar ile davacı bahçesine akıtılması sonucu, davacının bahçe duvarının yıkıldığı ve evinin alt katına su basması sonucu zararın doğup genişlediği tartışma konusu değildir. Davacıda zararın oluşumunun davalının bu eylemi ile meydana geldiğini ileri sürerek uğradığı zararın tazminini istemiştir.
Dava öncesi mahkeme aracılığı ile yaptırılan zarar tesbitinde bilgisine başvurulan uzman bilirkişi raporunda aşırı yağışlar nedeni ile düşen yağmur borularından gelen suların arazisini meyilli oluşandan da etkilenerek toprağın kaygan hale gelmesine ve kayan toprağın davacıya ait bahçe duvarının kısmen yıkılmasına sebep olduğunu bildirmiştir. Gerek anılan rapor, gerekse dava görülmekte iken mahkemece yapılan keşifte teknik bilirkişice düzenlenen rapor içeriğine göre, davacı taşınmazında meydana gelen zarar ile davalının fiili arasında illiyet bağının bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu raporlar muhtevasına ve dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının da taşınmazında meydana gelen zararı önleyici bazı önlemleri almadığı ve zararın genişlemesine sebep olduğu yine açıklıkla belirlenmiştir.
Bu itibarla, mahkemece davalı eylemi ile davacı taşınmazında meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağının belirlendiği esas alınmak ancak davacınında kendisine düşen, alması gereken önlemleri maddesi hükmü nazara alınmak suretiyle, davacı yararına uygun bir tazminata hükmedilmesi icap eder. Mahkemece bu husus düşünülmeden davanın reddine ilişkin önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.