 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/404
K: 1990/581
T: 21.11.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İSTANBUL 4. İcra Tetkik Merci mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.10.1988 gün ve 672-1115 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.5.1989 gün ve 12227-7301 sayılı ilamı:
Mesut Aldemir'in Emniyet Sandığından faizle aldığı 300.000 liraya karşı İİK. nun 153. maddesine göre takip yapan ipotek borçlusu Dinlevaz Aydemir tarafından taşınmazın sandık lehine ipotek edildiği bu iptoteğin teminat ipoteği olup M.K.nun 766. maddesi gereğince her türlü fer'ileri dahil 300.000 TL. ile sorumlu olduğu nazara alınmadan bilirkişi tetkikatı yaptırılıp yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı borçlu İİK.nun 153. maddesine dayanarak davalı alacaklı banka aleyhine icra takibinde bulunmuştur. Gerçekten, ipotekli alacaklının gaip bulunması veya borcu almaktan çekinmesi başlığını taşıyan İİK.nun 153. maddesinde, ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu, icra dairesine müracaatla alacaklısının borcu almaktan ve ipoteği çözmekten çekindiğini beyan ederse, icra dairesinin 15 gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ etmesi gereği hükme bağlanmıştır. Maddenin ilk cümlesinde, bu konudaki kural belirtildikten sonra, bunu takip eden ikinci cümlesinde alacaklının bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep bildirmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten çekinmesi hali düzenlenmektedir.
Oysa olayda, taraflar arasında ipotekli borcun ödenmesine uygulanacak faiz hadleri ile ilgili bir taahhütname bulunduğu gibi, resmi ipotek akit tablosunda da bu taahhütnameye göndermede bulunulmuştur. Alacaklı banka vekili borcu henüz tamamen ödenmediğine ilişkin itirazı anılan taahhütname içeriğinden kaynaklanmakta olup, geçerli bir sebebe dayanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın çözüm yerinin yetkili tetkik mercii Hakimliği değil, genel mahkeme olması gerekir.
O itibarla mercice verilen red kararı açıklanan gerekçelerle ve sonucu itibariyle doğru olduğundan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğrudan direnme kararının ONANMASINA, 21.11.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.