 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/342
K: 1990/446
T: 03.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Taraflar arasındaki "tapu iptali, meni müdahale kal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.6.1988 gün ve 1986/740 - 1988/416 sayılı kararın incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 9.11.1989 gün ve 1988/7839 sayılı ilamı:
(... Tapulama sırasında senetsizden davalı adına tesbit ve tescil edilen 7742 m2 miktarındaki 604 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı itibariyle mera olduğu, toplanan delillerle saptanmıştır. Meralar kamu malı olduğundan zilyetlikte iktisap olunamaz.
Mahkemece tapu iptali ve kal ile birlikte el atmanın önlenmesi isteminin kabulü gerekirken çekişmeli yerin ve civarının 1963 yılında muhtar ve köy ihtiyar heyetince müzayede ile satıldığından ve burada mahalle kurulduğundan, dava konusu yerin davalının miras bırakanından kalmış olup onun tarafından üzerine 40 yıl önce ev yapılmış bulunduğundan söz edilerek yazılı olduğu üzere davanın reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulamaca senetsizden davalı adına tesbit ve tescil edilen dava konusu 604 parsel sayılı taşınmazın öncesinin mer'a olduğu hususu dosya içeriğinden açıklıkla anlaşılmaktadır. Meralar kamu malı niteliğinde olup zilyetlikle mülk edinilemez. Bu nedenle de kamunun ortak yararlanmasına bırakılmış olan meraların sınırları içerisinde kaldıkları köy tüzel kişilerince gerçek kişilere özel mülk olarak satışı geçersizdir. Bu tür taşınmazlar hakkında her nasılsa özel mülk olarak sicil oluşturulması temelde ancak sınırlandırılması sözkonusu olan taşınmazın hukuksal niteliğini değiştirmez. Ancak, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde bilahare Belediye kurulmuştur. Ne var ki imar uygulamasına başlanıp başlanılmadığı belli değildir. Oysa, 3194 sayılı İmar Kanunun 11.maddesinin son fıkrasında, hazırlanan imar planı sınırları içindeki kadastrol yollar ve meydanlar ile meralar imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olacakları hükme bağlanmıştır. Bu itibarla olayda sağlıklı çözüme ulaşılabilmesi için imar yasasının belirtilen hükmü dairesinde gerekli araştırma ve inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi icap eder. Bu yön düşünülmeden Özel Daire bozma ilamında da işaret edildiği üzere dava konusu yerin salt köy tüzel kişiliğince satılmış olup üzerinde bina yapıldığı görüşü ile hazine davasının reddedilmesi doğru değildir. O halde yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 3.10.1990 gününde oyçokluğu ile karar verildi.