Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/178
K: 1990/283
T: 09.05.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA :  Taraflar arasındaki "meni müdahale ve kal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.12.1988 gün ve 573-825 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 5.10.1989 gün ve 9171-11131 sayılı ilamı:
(...Dava, çaplı yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Davacının dayandığı ve paydaşı olduğu 69 sayılı parsel kaydına itiraz edildiği ve henüz kesinleşmediği gelen yanıt yazıdan anlaşılmaktadır. O halde, dava konusu parsel kaydının kesinleşmesinin beklenmesi ve ondan sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ona göre, bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabul edilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.   Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Tapulama sırasında, davacı köy tüzel kişiliğinin paydaşı bulunduğu tapusu, dava dışı diğer şahıslara ait tapularla birlikte dava konusu 169, parsele revizyon görmüştür. Ancak, tapulama tesbiti itirazlı olduğundan henüz kesinleşmemiştir.İtirazın komisyon aşamasında mı bulunduğu yoksa Tapulama (Kadastro) mahkemisine mi intikal ettiği hususu dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Davacı kesinleşmeyen tapulama tesbiti tutanağına dayanarak, davalının, paydaşı bulunduğu taşınmazına baraka yapmak suretiyle vaki elatmasının önlenmesini ve barakanın yıkılmasını istemiştir.
Davalı, el attığı taşınmazda bir hak iddiasında bulunmamış, ancak bu yerin Hazineyi paydaş durumuna sokmak suretiyle tespitinin kesinleşmesi halinde ondan kiralayacağını savunmuştur.
3402 sayılı Yasanın 12.maddesinin 4.fıkrasında Kadastrosu tamamlanan kadastro çalışma alanı içinde kalan eski tapu kayıtlarının işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği vurgulanmış ve bu kayıtlara dayanarak Tapu Sicil Müdürlüğünde işlem yapılamıyacağı hükmü getirilmiştir. Olayda çalışma alanında kadastro tamamlanmadığı gibi davacının paydaşı bulunduğu tapusunun revizyon gördüğü 169 parselin tesbiti itirazlı olduğundan kesinleşmemiştir. O itibarla, revizyon gören eski tapu kaydı, henüz delil durumuna düşmüş değildir. Bunun tabii sonucu olarakta malikince bu tapu kaydına dayanarak dava açma hakkının varlığı kuşkusuzdur. Ne var ki, dava elatmanın önlenmesi ve kal isteklerini içermektedir. Çekişmeli parselin tesbitine yönelik itirazın intikali durumunda ayna ilişkin uyuşmazlığı çözümlemekle yükümlü bulunan Kadastro Mahkemesinde tesbite esas alınan davacı tapusuna kapsam tayin edileceği aşikardır. Asıl görevli mahkemenin bu konuda vereceği kararın sonucu beklenilmeden revizyon tapusu uygulanmak suretiyle kapsam tayin edilerek davada çözüme ulaşılmasının ise Kadastro Mahkemesinde varılan
sonuçla, çelişkili bir durum meydana getirmesi ihtimali büyüktür. Örnek vermek gerekirse, istek kal'i de içerdiğinden, revizyon tapusunun genel mahkemede belirlenen kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmesinden sonra, Kadastro Mahkemesinde revizyon tapusunun bu yere ait olmadığı ya da çekişmeli kısmı kapsamadığının saptanması durumunda telafisi çok güç zararların meydana geleceği aşikardır. Ayrıca, davacı 1983 yılında yapılan tapulama tesbitindan sonra davalı aleyhine 3091 sayılı Yasa gereğince idareye yaptığı başvuru sonucu idari men kararı almış ve davalının men'ine dair karar 2.5.1986 tarihinden infaz edilerek yerin davacıya teslim zabtı düzenlenmiştir. Bu kez dava konusu yapılan barakanın ve elatmanın ise Tapulama tesbit tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Kadastro Mahkemesinde revizyon tapusunun gittiği parsele ait bulunmadığının belirlenmesi halinde ise bu parselde davacı paydaş durumuna giremeyeceğinden parsel kaydına dayalı olarak aktif dava ehliyetinin de kalmıyacağı izahtan varestedir.
Hal böyle olunca, olayda sağlıklı çözüme ulaşılabilmesi için, tesbitin kesinleşmesinin işaret eden, Hukuk Genel Kurulu'ncada benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, birinci görüşmede gerekli çoğunluk sağlanamadığından,ikinci görüşmede 9.5.1990 tarihinden itibaren oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı Yazlıca Köyü Muhtarlığı 26.9.1988 kaydiye günlü dava dilekçesinde, davalının hiç bir hakkı olmadığı halde 169 parsel üzerinde baraka yaptığını öne sürerek, müdahalenin men'i ile barakanın kaldırılmasını (kal'ini) istemiştir.Dava konusu 169 parselin tapulama tesbitinin kesinleşmediği ilgili merciden en son gelen 26.6.1989 günlü cevaptan anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf taşınmaz üzerinde mülkiyet iddiasında bulunmamış ise de, davacı taraf mülkiyet ileri sürerek davalının müdahalesinin menini istemiş olmasına göre, bu uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğunun kabülü gerekir.Dava konusu 169 parsel sayılı taşınmazın tapulama tesbiti kesinleşmemiştir. O halde, davanın mülkiyete ilişkin ve taşınmaz üzerinde bina değil barakanın olmasına, tapulamanın henüz kesinleşmemiş bulunmasına göre, (3402 sayılı Kanunun 25.vd.), davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerekirken, asliye hukuk mahkemesinde incelenmesi olanaksız görüldüğünde, görevsizlik kararı verilmek üzere yerel mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekmekle çoğunluğun kararına katılmıyorum.
G. ERİŞ
   Üye
  
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini