Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1990/152
K: 1990/236
T: 11.04.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Saray Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 30.12.1988 gün ve 57-511 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 3.7.1989 gün ve 7082-8715 sayılı ilamiyle; (..Davacı, hukuki ehliyetsizlik, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayanarak dava konusu taşınmazın, davalı üzerinde bulunan tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Tapu iptali isteğine ilişkin davada, ehliyetsizlik, hile ve muvazaa sebeplerine birlikte dayanılması mümkün değildir. Bu müesseseler birbirinden ayrı olduğu gibi isbat koşulları da değişiktir. O halde öncelikle davacıdan davasını anılan hukuksal nedenlerden hangisine hasrettiğinin sorulması ve gerektiğinde bu konuda açıklama yapması için önel verilmesi hasredilen sebebe göre delillerin toplanıp değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Davacılar, müşterek miras bırakanlarının hukuki ehliyetten yoksun bulunduğu dönemde yanında kaldığı dava dışı oğlu Hüseyin'in etkisiyle ve kandırılarak elinden taşınmaz mal satış yetkisini de içeren bir vekaletname alındığını ve dava konusu taşınmazların vekil aracılığı ile oğlunun karısı olan davalı Hatice'ye intikalinin sağlandığını, onun da bu taşınmazları muvazaalı olarak diğer davalı Halil'e tapuda satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescil istemişlerdir.
Görüleceği üzere davacılar, temyize konu iptal davasında; ehliyetsizlik, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayanmışlardır. Bu durumda, davanın hukuki dayanağının kademeli olarak beyan olunduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu'nun 19.1.1974 gün, 1972/2-584, 1974/24 sayılı kararında ve vurgulandığı üzere, HUMK.nun 74, 75 ve 76. maddelerinden çıkan anlam ve sonuca göre hakim, davacının bildirdiği maddi olay ve neticei taleple bağlı ise de, cereyan eden maddi olayda hangi hukuki sebebe göre hüküm verileceği veya hangi hukuki sebebin nazara alınacağını tayin ve takdir etmek durumundadır. O kadar ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa bile mahkemece, uygun hukuki sebep bulunarak, ona göre bir karar verilecektir.
Bu nedenle, davacıların davada dayandıkları maddi olaylar için birkaç hukuki sebebi bir arada göstermelerinde, ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin, diğer hukuki sebebin incelenmesine imkan verir niteliği bulunduğu müddetçe, ehemmiyet ve lüzum derecesine göre, birden fazla hukuki sebep inceleme ve tahkik konusu yapılabilir.
O halde; mahkemece iddia ve savunmada sözü edilen hususların tümü itibariyle tarafların delillerinin sorulması ve olayda ehemmiyetine binaen hukuki ehliyetsizlik iddiasına öncelik verilerek ve dava şartı da gözetilmek suretiyle, murisin tasarrufu yönünden temyiz kudretini kaybetmiş olup olmadığının usulüne uygun biçimde incelenmesi, gerektiğinde Adli Tıb'bın da düşüncesinin alınması ve delillerin birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla, mahkemece, yalnızca davalı Hatice tarafından diğer davalı Halil'e yapılan temlikin muvazaa ile illetli olduğunun belirlenmesi halinde; davacıların miras bırakandan miras payları oranında hak istedikleri ve vekaleten davalı Hatice'ye yapılan ilk temliki tasarruf iptal edilmedikçe de bir hak alamıyacakları dahi gözetilmeksizin, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen direnme kararı, usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle HUMK.nun 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.4.1990 günü yapılan ilk görüşmede üçte iki karar çoğunluğu sağlanamadığından 11.4.1990 günü yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini