 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/707
K: 1990/139
T: 28.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "orman sınırlandırılmasına itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Keleş Kadastro Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 24.11.1988 gün ve 1988/23-74 sayılı kararın incelenmesi davalı idare temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.4.1989 gün ve 1989/5991-3869 sayılı ilamı:
(.. Davacı, Hazine adına tapuda 63 ada 21 parsel olarak kayıtlı bulunan taşınmazın miras bırakan babasından kaldığını, ancak orman kadastro komisyonunca bu yerin orman sayılarak tahdit içine alınmış olduğunu bildirmiş ve sınırlamaya itiraz etmiştir. İtiraz süresindedir. Ancak, taşınmaz Hazine adına kayıtlı olduğuna göre, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Bu yönün tesbit bakımından davanın aynı zamanda Hazineye yöneltilmesi de gerekmektedir. zira dava başarı ile sonuçlandıktan sonra Hazine aleyhine iptal ve tescil davası açılması gerekecektir. Bu itibarla öncelikle iddia şekline göre dava şartının yerine getirilmesi, başka deyimle davacı miras sebebine dayandığına göre, murisine ait veraset belgesi ibraz etmek üzere kendisine mehil verilmesi ve tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olupta başka mirasçılar varsa onlarında davaya katılmasının sağlanması ve bundan sonra anılan parsel bakımından sınırlamaya itiraz davasındaki hukuki yarar durumunun tesbiti bakımından davanın aynı zamanda Hazineye de yöneltilmesi gerekmektedir. Davacı böylece bir taraftan sınırlamaya itiraz edecek, bir taraftan da Hazine adına kayıtlı olan taşınmazın kendisine ait olduğunu bu sebeple orman sınırı dışına çıkarılacak yerin adına tescil edilmesi gerektiğini ispatlıyacaktır. Bu durum dava ekonomisine de uygun düşer. Sözü edilen yönler için davacıya mehil ve imkan verilmesi ve bundan sonra işin esasının incelenip bir sonuca bağlanması gerekmektedir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.2.1990 gününde oyçokluğu ile karar verildi.