 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/679
K: 1990/70
T: 14.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "el atmanın önlenmesi ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.2.1989 gün ve 647-111 sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 4.10.1988 gün ve 13537-12602 sayılı ilamı: (... İlamın davalı vekiline tebliği üzerine davacı vekili tarafından Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi kanalı ile İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere verilen 29.3.1988 günlü dilekçe ile hüküm temyiz edilmiş ve temyiz layihasının 2. sahifesine tarihi belli olmamakla beraber alınan harç pulları yapıştırılmıştır. Yerel Mahkemenin vaki sorusu üzerine Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin gönderdiği 15.4.1988 gün ve 1988/19 sayılı karşılık yazıda davalının temyiz layihası üzerine 29.43.1988 gün ve 250 yevmiye sayısı ile 2500 liralık harç pulunun alındığı ve dilekçesine yapıştırıldığı ifade edilmiştir. Bu durumda davalı vekili tarafından yapılan temyizin süresinde yapıldığı ve harcı ödendiği anlaşılmakla yerel mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 4.4.1988 gün ve 647/III sayılı kararın kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra işin esasının incelenmesine geçildi:
Davacı, davalının kayınpederi Fettah Kaya'dan satın aldığı tapusuz taşınmazdan davalı ve aynı zamanda bayii Fettah'ın gelini olan Gülbeyaz Kaya'nın taşınmazda mülkiyet iddiası ile elattığından bahisle önlenmesini ve talep edilen ecrimisilin hüküm altına alınmasını istemiştir. Mahkemece elatmanın önlenmesine ilişkin istemin tamamını ve ecrimisile ilişkin istemin de kısmen kabulüne ilişkin hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur. Uyuşmazlığın niteliği bakımından iddia ve savunma için gösterilen taraf tanıkları iddia ve savunma doğrultusunda beyanda bulunmuşlardır. Ne var ki, davacı tanıklarının beyanları ile davalı tanıklarının beyanları arasında işin esasına müessir olacak surette aykırılık mevcut olup mahkemece bu aykırılık üzerinde durulmamış ve giderilmeğe çalışılmadığı gibi davacı tanıklarının şahadetine itibar edilmesi nedeni de kararda açıklanmamıştır. Oysa davacı tanıklarından Fettah taşınmazı satan kişi olup, diğer davacı tanıklarından Ahmet, Fazlı, İsmet ve Emine bunun çocukları ve eşidir. İddia doğrultusunda şahadette bulunmalarına yararları açıktır. Keyfiyet ve şahadate yukarıda açıklandığı üzere değerlendirilip aykırılık üzerinde durulmak, giderilmeğe çalışılmak ve bundan sonra tüm deliller birlikte dikkate alınıp uyuşmazlık hakkında bir karar verilmek gerekirken mahkemece bundan zuhul ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, harici satın alma ve zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dava konusu muhdesat, gecekondu niteliğindedir. Bu yerin önceki malikinden haricen satın alındığı 1970 yılından itibaren sürekli olarak davalı ile kocasının birlikte tasarrufunda kaldığı ve davalının eşini 1984 yılında ölümünden sonra davalı Gülbeyaz'ı zilyetliğinden bulunduğu kesin olarak saptanmıştır. Bu yerde davacının bayii ve davalının kayınpederi olan Fattah'ın zilyetliği bulunmadığı gibi, bu yeri haricen sattığı davacıya da teslim vaki olmamıştır. Hükmen ya da havale sureti ile de olsa, zilyetlik devredilmiş değildir. Bu durumda zilyetliğe dayalı davanın reddi gerekirken kabul edilmesi doğru değildir.
O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 14.2.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.