 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/676
K: 1989/679
T: 20.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tesçil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8.12.1987 gün ve 1447-1507 sayılı kararın incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 9.3.1989 gün ve 321-2625 sayılı ilamı:
(.. Yerel Mahkemece direnilen ancak Hukuk Genel Kurulunca da aynen benimsenen dairemiz bozma kararında açıkça dava konusu taşınmazın, sazlık, bataklık niteliğinde, özel mülkiyete konu teşkil edemiyecek ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmiyecek yerlerden olduğuna işaret edilmiştir. Tüm dosya içeriğine göre, çekişmeli taşınmazda davalı tarafça hükümden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 17 ve 14. maddeleriyle öngörülen anlamda, emek ve para sarfıyla meydana getirilmiş bir imar ve ihya mevcut değildir. Kendiliğinden yetişen birkaç ağaç ya da basit bir işlem ile ekilip yetiştirilen sebze türü bitkilerin varlığı yasanın amacına uygun olarak bir imar ve ihyanın varlığını kabule yeterli olamaz. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmek gerekirken, taşınmazın toprak karakteri, bitki örtüsü ve niteliği itibariyle maddi olgunun yanılgılı değerlendirilmesiyle, yazılı olduğu üzere reddedilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen önceki kararda direnilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında dava konusu taşınmazın sazlık bataklık niteliğinde özel mülkiyete konu teşkil edemiyecek ve kazandırıcı zaman aşımı yoluyla mülk edinilemiyecek yerlerden olduğu Özel Daire bozması aynen benimsenerek yeniden vurgulanmış, yalnızca ilk karardan sonra yürürlüğe giren ancak mahkemece direnme kararında ek gerekçe olarak dayanılan 3402 sayılı Yasa yönünden Özel Dairesinin de inceleme yapılması gereğine işaret edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki Hukuk Genel Kurulu kararı ile çekişmeli taşınmazın toprak karakteri ve üzerindeki yer yer bulunan bitki örtüsü itibariyle hukuksal niteliğine ilişkin bu belirleme kesinleşmiştir.
Gerçekten yerel mahkemece verilen ilk hükümden sonra 9.10.1987 gününde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile imar ihya edilen taşınmazlarla ilgili olarak belirli koşulların oluşması durumunda ihya edenler yararına hak tanıyan yeni bir düzenleme getirilmiştir. Ne var ki, tüm dosya içeriğine göre çekişmeli taşınmaz davalı tarafından Yasanın amacına uygun biçimde emek ve masraf sarfıyla imar ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmiş değildir.
Kaldı ki bu husus taraflar arasında da tartışmasızdır.
O itibarla olayda dava konusu taşınmaz üzerinde kendiliğinden yetişen bir kaç ağacın ya da yer yer mevsimlik türde bitki bulunması Yasanın amacı bir yana bırakılarak 3402 sayılı Kanunun 17 ve 14. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiğinin, imar ihyanın bulunduğunun kabulüne yeterli görülüp benimsenemez. Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.12.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.