 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/580
K: 1990/3
T: 17.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "Meni Müdahale, Alacak, Tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (YENİMAHALLE 3. Asiye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 16.12.1987 gün ve 1986/383 - 1987/598 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 18.10.1988 gün ve 4849-10843 sayılı ilamı; (... Dava, tapuya dayalı elatmanın önlenmesi 1.140.000 lira ceza koşulunun tahsili ve satış bağıtından ötürü borçlu olunmadığının hükmen saptanması isteğine ilişkindir. Davalılar, davacının vekili Hacı Mehmet Çorumlu ile yapıldığını öne sürdükleri 15.10.1982 günlü sözleşme ile kambiyo senetlerine tutanarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, 350.000 lira bakiye satış bedelinin ödenmediği nedeniyle davalıların çekişmeli daireyi davacıya teslim borcunun doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, Yerel mahkemenin var olan kanıtları değerlendirmesinde ve yanlar arasındakiuyuşmazlığı nitelendirmesinde isabet yoktur. Şöyle ki;
Davalıların vekille yaptıkları sözleşme 15.10.1982 tarihlidir. Kambiyo senetleride bu bağıt gereğince düzenlenmiştir. Oysaki davacı ile davalı yer sahibi yüklenici Fahri Yıldırım'dan 203 parselin 17-245 payını 5.11.1982 günü kayden satın almıştır. Aynı gün aralarında düzenledikleri davalılarında kabulünde olan 5.11.1982 tarihli sözleşmede de bu pay kaydının 203 parsel sayılı arsaya yapılmakta olan binanın 2 ve 16. caddeye bakan 3. katı (daireyi) temsil ettiği açıkça belirtilmiş, toplam 1.350.000 lira bedelden bir milyon liranın peşin ödendiği, kalan 350.000 liraya karşılık ise dairenin teslim günü olarak kararlaştırılan 1.5.1983 vade tarihli bono senedi verildiği açıklanmış ve geç teslimden ötürü ceza koşulu öngörüldüğü vurgulanmıştır. Görülüyor ki, davalılar ile davacı arasında doğrudan yapılan temlik ve sözleşme vekille yapılandan daha sonradır. Vekille yapılan bağıtın ve buna dayanılarak düzenlenen kambiyo senetlerinin içerik itibariyle de davacıyı bağlayan bir yönü yoktur. Bir an için vekille yapılan işlemlerin gerçek olduğu ve davacının da Onama verdiği kabul edilse bile asılla yapılan tapudaki temliki tasarruf ve sözleşme ile daha önce vekille yapılan bağıtın ve düzenlenen borç senetlerinin geçersiz kılındığının kabulü zorunludur. Kaldı ki, vekilin vekaletnamesinde kambiyo senedi düzenleme yetkisi yoktur. Öte yandan kural olarak bir bağıtın taraflarından biri kendi edimini yerine getirmedikçe karşı taraftan borcunun ifasını isteyemez.
Somut olayda bakiye 350.000 lira bedelin ödenmesi karşı edim olan dairenin teslim edilmesi koşuluna bağlanmış ve davacılar bu borçlarını yerine getirmemişlerdir.
Bu durumda 17.245 pay kaydının temsil ettiği yanlar arasındaki yazılı sözleşme niteliği belirlenen bağımsız bölüm mülkiyetinin davacıya geçtiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca binanın her katında iki ayrı daire olduğu saptandığına göre 5.11.1982 günlü sözleşme içeriği gözetilip fiili durum değerlendirilerek üçüncü kattaki dairelerden hangisinin davacını tapudaki 17-245 payının karşılığı olduğu kesin bir biçimde saptandıktan sonra kayda (aynı hakka) üstünlük tanınmak ve davacı yararına öngörülen ceza koşulundan hüküm altına alınacak miktarı ile bakiye 350.000 lira borcunun takas ve mahsubu yönünde düşünülmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı biçimde davanın reddedilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 17.1.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.