 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/547
K: 1989/632
T: 29.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kira alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.12.1988 gün ve 446-320 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 30.4.1989 gün ve 1471 - 3700 sayılı ilamı; (... Davalının satın aldığı ve şuf'a davasının kabülü sonunda iptaline kaar verilen tapu miktarı 31.120 m2 de 149 m2 dir.
Mahkemece bu taşınmazın bir bölümü üzerinde bulunan işyerinin, geliri üzerinden ecrimisile hükmedilmiştir. Pastanenin üzerinde bulunduğu, taşınmaz bölümünün şuf'a davası üzerine davacının mükiyetine geçen yer olarak kabul edilmiştir. Oysa tapu kaydına göre, 31.120 m2 lik taşınmaz, ifraz edilmemiş bir tarla niteliğinde olup, işyerinin bulunduğu yer ve bu taşınmazın küçük bir bölümüne inşa edilmiştir. Bu yerin davacıya aidiyeti konusunda veya işyerinin davacı tarafından yapıldığına dair bir iddia da ileri sürülmüş değildir.
Bu durumda, mahkemece taşınmazın tapudaki cinsinin çalılık ve tarladan ibaret olduğu da dikkate alınarak, ecrimisil hesabına konu olan iş yerinde tüm paydaşların da hakkı bulunduğundan davacıya düşecek miktar, taşınmazdaki tüm payları dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Taşınmazın pay edilmemiş ve iş- yerini davacı tarafından yapıldığı da iddia edilmemiş olduğu halde, işyerini ve bulunduğu yerin şuf'a davasına konu yer olarak kabul edilip ona göre ecrimisil hesaplanması doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan davalı 30.9.1987 tarihli dilekçesinde işyerinin kendisi tarafından inşaa edildiğini savunmasında belirttiği halde bu savunma üzerinde durulmamıştır. Bu savunma kanıtlandığı takdirde davalı ancak arsa kirası üzerinden ecrimisil ödemekten sorumlu olabilir.
Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan yanlış değerlendirme ve noksan tahkikatla yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle bozmada taşınmazın cinsi ve paylı mülkiyet üzere bulunduğu gözetilerek davacının payı oranında ecrimisil tayin edilmesine işaretle tamamen kurala yönelindiğine göre Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direme kararı bozulmalıdır. Bozma sebebine göre de Ecrimisil hesaplanmasında ön alım kararının kesinleştiği tarihin başlangıç kabul edilmesinin gerekçeye eklenmesi isteğine ilişkin daire bozmasında karşı oyda gösterilen düşüncenin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 29.11.1989 gününde oybiriği ile karar verildi.