 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/476
K: 1990/258
T: 18.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tesçil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (AKHİSAR Asliye 1. Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 14.7.1988 gün ve 1987/350 - 1988/258 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 1.11.1988 gün ve 1988/8906-9909 sayılı ilamı:
(.. Gerçekten ölünceye kadar bakma anlaşması ivazlı (karşılığı olan) sözleşmelerden olup ivaz temlikte bulunanın ölünceye kadar bakıp gözetilmesinden ibarettir. Bakıp gözetme hususu gerçeğe dayanmadığı zaman karşılıksız bir sözleşme meydana gelir. Böylece "gizli bağış" söz konusu olur ki, bu takdirde muvazaa sebebiyle karşılıksız sözleşmeye dayalı tapunun iptali gerekir.
Bir kimsenin anasına, babasına veya eşine bakıp yardım etmesi ahlaki bir görev ise de görevin sınırı aşıldığı, yani bakıp gözeten için bu durum külfet teşkil ettiği zaman, hizmetin karşılığında bir şey istemesi ya da olayda olduğu gibi, taşınmazların temellük edilmesi, hukuka uygun düşer. Onun için kural olarak, davalıların analarına bakmaları tabiidir. Fakat kadın feliçli yahut başka suretle normal bakımın ötesinde ihtimama muhtaç ise temlikin ivazlı olduğunun kabulü gerekir.
Oysa dosya kapsamına ve mevcut delillere göre, miras bırakanın gerek yaşı ve gerekse sağlığı itibariyle özel bakıma ihtiyacı olduğu ve dolayısiyle davaya konu ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ivazlı (karşılığı olan) bir anlaşma olduğu gerçekleşmiştir. Bu durumda isteğin reddedilmesi gerekirken yazılı düşüncelerle tapunun iptalien karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, bakıp gözetme karşılığı temlik işleminin yapıldığı 16.2.1987 tarihinde bakım alacaklısı miras bırakan 1328 (1912) doğumlu olup 75 yaşındadır. Annenin çocuğu ile bakıp gözetme sözleşmesini yaptığı tarihte özel bakıma gereksinmesi bulunması sözleşmenin geçerlik şartı değildir. Akdin inikadından sonra bu ihtiyaç içerisinde kalması da mümkündür. Ne var ki 75 yaşını doldurmuş dul ve yalnız bir kadının özel bakımı gerektirecek bir ihtiyaç içerisinde bulunmasa dahi en azından kendisine yakın olarak gördüğü evladı ile birlikte oturma arzusunda olabileceği de aşikardır. Kaldı ki somut olayda davalının bakım alacaklısı bulunan miras bırakanını yanına alıp birlikte oturdukları belirlenmiş durumdadır. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direne kararının Özel Daire boza kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA 18.4.1990 tarihinde oybirliği ile karar verildi.