 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1989/365
K: 1989/471
T: 11.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonuda; Konya Asilye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.5.197 gün ve 295-325 sayılı kararın incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 3.11.1987 gün ve 11953-12248 sayılı ilamı: (.. Davacılar dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik gözüken kimse tarafından sağlığında kendi murislerine satıldığını ve o tarihten dava tarihine kadar taşınmazın miras bırakanları ile kendileri tarafından tasarruf edildiğini ileri sürerek davalıların miras bırakanı Ali Çıbık (Çıbık Ali) üzerindeki 663 ada 6 parsele ait kaydın iptali ile taşınmazın adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece miras bırakanın miras hissesi 16 sehim itibar edilerek davalılara ait 12 sehminin iptaline karar verilmiş 4 sehmi muris üzerinde bırakılmıştır. Mahkeme 4 sehmi muris üzerinde bırakırken Saliha'nın mirasçı bırakmadan ölmesi yönünü gözönünde tutmuş ve bu hissenin Hazine'ye geçtiğini kabul etmiştir. Dosya içindeki 23.2.1987 günlü ve 1986/1295 esas 1987/147 karar sayılı mirasçılık belgesine göre, mahkemece tapuda malik olduğu belirlenen Çıbık Ali (Ali Çıbık) 4.2.1928 tarihinde ölerek eşleri Seliha ile Havva'yı ve Havva'dan olma oğlu Ekrem Çıbık 1947 yılında Fatma Çıbık da 1953 yılında eşsiz ve füruğsuz vefat ederek Ekrem Çıbık anası Havva'yı Fatma Çıbık'a anası Saliha'yı bunlardan Saliha 1955 yılında çocuksuz ve kimsesiz vefat ederek Hazineyi, Havva da 1973 yılında ölerek 2. kocası Mehmet'den olma Samiha, Kerim ve Mehmet Ali Çıbık'ı Mehmet Ali Çıbık'da 1975 yılında vefat ederek karısı Şerife ile çocukları Ekrem ve Rahim Sargın'ı bırakmıştır. Saliha'nın Fatma'dan kalan payı ile birlikte miras hissesi 1/2'ye tekabül etmektedir. Bu hisse olduğu gibi Hazine'ye kalmıştır. M.K.nun 448. maddesi hükmüne göre, Kanunlar gereği Hazine'ye kalan bir taşınmazın veya bir taşınmazdaki payın zilyetlik veya zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece bu kuraldan hareket edilmiş ancak Hazine payı veraset senedine aykırı şekilde hesaplanmıştır. Tapu kaydının Ali Çıbık (Çıbık Ali) bakımından mahkeme kararında belirtildiği gibi hukuki değerini yitirdiği açıktır. Nitekim Çıbık Ali'nin mirasçıları hükmü temyiz etmemek suretiyle bu durumu kabul etmiş olmaktadırlar. Gerçekten de ilk kez taşınmaz 1936 yılında Çıbık Ali adına kadastroca tesbit ve tescil edilmiştir. O halde, Çıbık Ali ölüdür. Daha önce Çıbık Ali'nin bu taşınmazı davacılarının miras bırakanına sattığı hususu bilirkişi ve tanıklar tarafıdan ifade edilmiş ve mahkemece de deliler bu şekilde takdir edilmiştir. Çıbık Ali'nin ölü olması sebebiyle kayda rağmen davacıların ve miras bırakanların zilyetliği varlıklarını saklı tutmuş ve 1936'dan evvel olduğu gibi bundan sonra da iktisabı sağlayacak biçimde süregelmiştir. 1978 tarihinde kaydın yenilenme suretiyle yine Çıbık Ali adına tesis edildiği görülmektedir. Ölü kimse adına yapılan kayıt aleniyet unsurundan yoksundur. Bu itibarla böyle bir kayda rağmen zamanaşımı ile iktisap mümkündür. Ayrıca esasen kabul şekline göre 1936 dan itibaren yenileme tarihine kadar geçen süre dahi iktisaba yeterli bulunmamaktadır. Bütün bu açıklamalardan çıkarılan sonuca göre Çıbık Ali'nin gerçek kişi olan mirasçılara intikal eden payları davacıların zilyetliği sebebiyle davacılar tarafından iktisap edilmiş olmakta ve buna ilişkin kayıt hukuki değerini kaybetmektedir. Az önce açıklandığı gibi Saliha'nın miras payı Hazine'ye kalmış olduğundan zamanaşımı ile iktisap edilemiyecektir. O itibarla Hazineye intikal eden 1/2 pay hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bundan zuhul ile Hazineye ait bir kesim payı da kapsıyacak biçimde iptal ve tescile karar verilmesi Yasaya aykırıdır...) geresçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sounda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacılar ortak miras bırakanı Hasan Aşçı'ya, davacılar dışında ara murislerin ölüm tarihleri itibariyle karısı Saliha'nın sonradan evlendiği ikinci kocası Mehmet Pempegül'ün ilk eşinden olma çocukları Mustafa Pempegül, Mevlüt Pempegül, İbrahim Pempegül ve Emine Yılmaz da mirasçı olmaktadır, 1958 yılında vefat eden Hasan Aşçı'nın terekesi ise ölüm tarihine göre iştirak halindedir. Bu tür mülkiyet rejiminde tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya birinin ya da birkaçının açtığı davaya diğerlerinin muvafakatının sağlanması yahut M.K.'nun 581. maddesi uyarınca terekeye tayin olunacak bir mümessilin huzuruyla davaya devam olunması gerekmektedir. Bu husus dava şartlarından olup gerçekleşmedikçe işin esasına girip davaya devam olunamaz.
O halde, adı geçen mirasçların da muvafakatı sağlanmak veya terekeye atanacak bir mümessil marifetiyle davaya devam olunmak üzere direnme kararı bozulmalıdır. Bozma nedenine göre de işin esasının bu aşamada incelenmesine gerek yoktur.
SONUÇ : Davalı Hazine vekili ile davalılardan M. Ali Çıbık ve arkadaşları vekilinin temiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasının incelenmesine yer bulunmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.